Reichstag, aslında bir milletin neredeyse tüm önemli günlerini o milletle beraber yaşamış bir bina. Bu anlamda hem dünya için hem de Almanlar için büyük öneme sahip. Almanya birleşerek Alman İmparatorluğu haline geçtikten sonra (bu yüzyıl olan değil,19.yy’da olan birleşme), bir parlamento binası yapımı ihtiyaç olmuş. 1871 yılında ilk girişimler yapılsa da ilk inşaat başlangıcı 1884 yılına kadar olamamış ve 1894 yılında inşaatı tamamlanmış. O tarihten itibaren de “Deutscher Bundestag” yani Alman Parlamentosu olmuş.

1933 yılında, sebebi tam anlaşılmayan bir yangından ötürü bina yanınca, o dönem başta olan Nazi partisi, hem Parlamento Binasını terk etmiş hem de Parlamento yönetim haklarını Nazi partisine devretmiş. Sonradan bakınca  Nazi partisinin sağladığı faydadan ötürü sanki biraz partinin kendisinin böyle bir şeyi yaptırdığı insanın aklına geliyor. Dünya Savaşı esnasında ciddi zarar gören bina, 1960 yılına kadar metruk kalmış ve ilk tamiratı bu dönem yaşamış. Federal ve Doğu Almanya birleşme kararı aldıktan sonra da Reichstag tekrar Parlamento Binası olarak işlev görmeye başlamış.

Reichstag , Brandenburg kapısının hemen yakınında. İçerisinde halka açık restoran bulunan dünyanın tek parlamento binası olması da ayrı bir özelliği. Burayı ziyaret etmek istiyorsanız özellikle öğleden sonra veya gün batarken gidin. Gün batışını cam kubbeden izlemenin zevki bir başka oluyor. Reichstag ile ilgili daha fazla bilgi almak isteyenler, Parlamento’nun resmi internet sitesini ziyaret edebilirler.

Reichstag Binası yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Brandenburg Kapısı, Almanya’nın Berlin şehrinin ana sembollerinden biridir. Kapı 1788-1791 yılları arasında yapılmıştır . Kapı, Prusya Kralı II. Friedrich Wilhelm’in emriyle yapılmıştır ve mimarı Carl Gotthard Langhans’tır.

Şehrin 18 ayrı kapısı bulunmaktaymış ancak ayakta kalan tek kapı bu kapı olmuş. Yapıldığı dönemin üst düzey sanatçılığının izleri açıkça görülmekte. Kapının üzerinde bulunan “Quadriga“,  “Zafer Tanrıçası” nı ifade etmekte. Bu heykel, Napolyon Savaşları sonrası 1806-1814 yılları arasında savaş ganimeti olarak Fransa‘da tutulmuş.  Brandenburg Kapısı 2. Dünya savaşı esnasında zarar görse de, sağlam kalmayı başarabilmiş. Berlin ikiye bölünmüş durumda iken burası Doğu Almanya sınırları içerisinde kalmıştı.

12 Haziran 1987 yılında dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Ronald Reagan’ın, Berlin duvarının yıkılmasına yönelik konuşması da Brandenburg Kapısı’nda gerçekleşmiş. Kasım 1989 yılında Doğu ve Batı Berlin’in birleşmesi, bu kapıyı tekrar şehrin sembolü haline getirmiş. 22 Aralık 1989 yılında birleşmeye yönelik yapılan kutlama esnasında 100,000 kişinin gelip burada kutlama yapmasından dolayı zarar gören yapı, 2002 yılında restorasyon sonrası tekrar görkemli haline kavuşmuş. Otobüs ve metro ile çok kolay ulaşılan kapının hemen yakınında Reichstag yani Parlamento binası da bulunmakta. Özellikle akşamları gelirseniz, güzel bir ışıklandırma ile de karşılaşıyorsunuz. Son sıralarda meşhur olan bina üzerine ülke bayrağı yansıtma durumu burada da var. Bakarsınız Brandenburg Kapısı üzerinde bir bayrak veya başka bir görsel şova rastlarsınız.

Eski fotoğraflar içerisinde bu binanın tepesinde bir Sovyet Rusya Bayrağı asılı olanlara da zaman zaman rastlanıyor. Bunun sebebi 1945 – 1957 yılları arasında buranın Sovyet Rusya altında kalmış olması. Daha sonraları bu bayrak Doğu Almanya bayrağı ile değiştirilmişti. Günümüzde altından rahatlıkla geçilebilen bu yapıya Almanya’nın birleşmesinden önce yaklaşmak imkansızdı.

Gerek Brandenburg Kapısı gerekse etrafındaki yerler ile ilgili daha detaylı bilgi almak isteyenler, Berlin Resmi Şehir Tanıtma Sayfasından daha detaylı bilgi bulabilirler.

Brandenburg Kapısı yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Aachen Katedrali İmprator Şarlman‘ın özellikle Kutsal Roma İmparatorluğu tarzında 793 – 813 yılları arasında yaptırdığı Palatine Şapel’i bu katedralin ana noktasını oluşturuyor. Burada toplamda 31 Alman Kralı ve 8 Kraliçesi taç giymiş. Oktagonal düzendeki ana kubbe ve iç işlemeleri oldukça güzel. İmparator Şarlman öldüğünde buraya gömülmüş. 881 yılında Viking istilası esnasında ciddi zarar gören yapı, 983 yılında tekrar onarılmış. 1165 ve 1355 yıllarında genişletilen bina, 1881 yılında tekrar restore edilmiş. 2. Dünya Savaşı esnasında ciddi tahribat gören yapının içindeki sanat eserlerinin bir kısmı korunmuş olsa da, bazı eserler geri döndürülemeyecek şekilde hasar görmüş.  Aahen Katedrali 1978 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ne dahil edilen ilk 12 eserden birisi olmuş. Almanya‘nın tarihinde önemli bir yer tutan bu yapıyı, imkan bulduğunuzda görmenizi tavsiye ederiz.

Aachen Katedrali yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Museum Island veya Türkçe ismiyle Müze adası , adından da anlaşılacağı gibi burası 5 ayrı ve önemli müzeye ev sahipliği yapan bir ada. Aynı zamanda ada ve üzerindeki binalar UNESCO Dünya Mirası listesinde. ASıl ismi Bode Museum olan müzeye, müze ve tarih konularına ilginiz var ise mutlaka gitmelisiniz. Burada,

• • Altes Museum / Eski Müze : Berlin Eyalet Müzesine ait antik eserlerin sergilendiği 1830 yılında açılan müze
  • Neues Museum / Yeni Müze: 2. Dünya Savaşında büyük oranda yıkılan ve tekrar yapılan ve içerisinde tarih öncesi ve erken tarih Mısır eserlerinin bulunduğu müze. Meşhur Mısır Kraliçesi Nefertiti‘nin büstü de burada bulunuyor.

• Alte Nationalgalerie / Eski Milli Galeri : 1876 yılında yapılan ve özellikle 19.yy. sanat eserlerini görebileceğiniz bir müze.
• Bode Müzesi : 1904 yılında açılan ve kurucusunun adı ile anılan Bode Müzesi, geç antik ve Bizans dönemi sanat eserlerini sergilemekte.
• Pergamon Müzesi : İşte bu müze, gerçekten içinizi sızlatacak bir müze. Çünkü burada Türkiye’den Osmanlı zamanında kaçırılan 2 çok önemli eser ile onlarca önemli eser bulunmakta. Bunlardan ilki Milet (Miletus)’ten kaçırılan 30 metre genişliğinde ve 16 metre yüksekliğinde Miletus Pazar Kapısı. Onlar Miletus diye sergiliyorlar. Ama asıl yeri Didim bölgesindeki Milet Milli Parkı. Bir diğeri ise 20 metre genişliğinde, 36 metre yükseklikte ve 34 metre derinliğinde olan devasa Pergamon Sunağı. Pergamon diyerek sorumluluklarını azaltmak isteseler de aslında bu sunak Bergama’dan gelmiş. Yine Osmanlı’nın son döneminde kaçırılmış. Bu iki eserden ötürü bu müze, yılda ortalama 1,5 milyon ziyaretçi çeken Almanya‘nın en ünlü müzelerinden.

Müze Adası ‘ndaki  müzelerde 6000 yıllık kültür ve sanat tarihini bulacaksınız. Giriş için 3 günlük müze kart alarak çok uygun fiyata girebilirsiniz. Tek tek gezmek isterseniz, müzelerin giriş ücretleri, müze kart fiyatının çok çok üstüne çıkıyor. Müze Adası ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve gezinizi planlamak için Almanya’nın Türkçe olarak da hazırladığı Müze Portalını ziyaret edebilirsiniz.

Museum Island / Müze Adası (Berlin) yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Weimar yaklaşık 65.000 nüfuslu Thüringen eyâletinin kültürel miraslarıyla ünlü şehridir. Yerleşim yeri olarak, Ilm Nehri yayında, 478 m yüksekliğiyle Thüringen havzasının en yüksek tepesi olan Ettersberges’in güneydoğusunda bulunur. Erfurt, Jena ve Gera’dan sonra Thüringen Eyâletinin 4. büyük şehri olan şehir, bu eyaletin başkenti olan Erfurt’un doğusunda, Jena’nın ise batısında yer alır. Buradan her iki şehre de; trenle ulaşım yaklaşık 15 dakika sürmekte. 1999 yılında Avrupa’nın Kültür Şehri ünvanına layık görülmüş bir şehir burası. 1998 yılından günümüze UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisinde bulunmakta. Şehir Almanya‘nın entelektüel gelişimine yaptığı katkı ile ünlü. Goethe ve Friedrich Schiller gibi isimlerin yanı sıra Franz Liszt gibi müzisyenleri de barındırmış bir yer. Yaklaşık 70,000 kişilik nüfusu olan şehirde onlarca müze bulunmakta.

Weimar yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Heidelberg Güney-batı Almanya’da yer alan bir şehirdir. Frankfurt‘un yaklaşık 78 km güneyinde bulunan şehire günübirlik gezi yapmanın haricinde konaklamalı olarak da seyahat edebilirsiniz. 1386’de kurulmuş Almanya‘nın en eski üniversitesi olan Heidelberg Üniversitesi bu şehirde. Şehri ikiye bölen Neckar nehri ve sarayı ile birlikte tablo güzelliğinde olan kent aynı zamanda Almanya’nın en romantik kenti (Wege der Romantik) diye de anılmakta. Bugün şehir nüfusunun çoğunluğunu öğrenciler oluşturuyor. Aynı zamanda kentin adıyla da anılan matbaa ve baskı makineleri ünlü. Bir başka ünlü olduğu şey ise “Heidelberg-Adamı” olarak da bilinen Avrupa’da ele geçmiş en eski insan kalıntısının da burada olması. 600,000 ile 200,000 yıl kadar önce ölen bu adamın kalıntıları 1907 yılında bulunmuş. Şehrin tarihi M.Ö 5. yy.’da Kelt kalesi ile başlıyor. Ardından Roma – Bizans ve German kabilelerin eline geçiyor. 2. Dünya Savaşı esnasında neredeyse hiç hasar almadığı için, tüm tarihi güzelliklerini gözler önüne serebilen bir şehir. Orta Çağ’dan kalma kalesi, Üniversite binaları, tarihi “Filozoflar Yolu” ve eski kiliseleri ile oldukça ilgi çeken bir üniversite kenti diyebiliriz.

Heidelberg yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Neuschwanstein Almanya‘nın Bavyera eyaletine bağlı Füssen yakınlarındaki Hohenschwangau kasabası yakınında bulunan sarp bir tepeye kurulmuş olan, 6 katlı, 19. yüzyıl Neo-romantisizm mimari stiliyle yapılan kaledir. Günümüzde Würzburg ile Füssen’i birbirlerine bağlayan Romantische Straße’nin duraklarından biri olarak turistlerin yoğun ilgisini çekmekte. Kral Ludwig II, kendisi için bu kale-şatoyu yaptırmış. Asıl amaç halktan kopuk olmakmış.

Ancak artık yılda 1,5 milyon kişi, günde ortalama 6,000 kişi, tek bir insan için yapılan bu yeri görmeye geliyor. Farklı bir ironi oluşmuş durumda. Üstelik saray, kralın ölümünden sadece 7 hafta sonra halka açılmış. Bunun yanı sıra, kalenin bulunduğu ortamdaki doğal şartlar, kaleyi zaman içinde yıpratmış ve yıpratmaya devam ediyor. Kaleyle ilgili daha detaylı bilgi için kalenin internet sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Burası aynı zamanda Disney karakteri olan Uyuyan Güzel‘in yaşadığı kalenin gerçek hayattaki şeklidir. Disney o kale için bu kaleyi model almıştır. Kale fotoğraf ve öz çekim (selfie) meraklıları için de inanılmaz manzaralar sunuyor. Tam bir masal şatosunu andıran bu kale-şatoyu imkanınız varsa mutlaka görün. 

Neuschwanstein yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Europa-park Avrupa’nın Disneyland‘dan sonra en büyük ikinci, Almanya‘nın ise en büyük tematik eğlence parkıdır. 2015 yılında 40. yaşını kutlayan olan Europa-park’a her sene 5 Milyon civarında ziyaretçi gelmekte. Freiburg’dan yaklaşık 38 kilometre mesafede olan parkta ailelerin çocukları ile birlikte eğlenebilecekleri bir çok etkinlik bulunuyor. Özellikle masal kahramanları bölümleri masalları gerçekliğe yaklaştırıyor. Biletlerinizi almak ya da parkın ziyaret planınız öncesi promosyonlarını görmek isterseniz resmi web sitesinden bu işlemleri gerçekleştirebilirsiniz. 

Europa-park yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.