Beşiktaş arşivleri - Turrehberin.com https://www.turrehberin.com/tag/besiktas/ Her an elinizin altındaki rehber Sat, 19 Aug 2023 08:37:37 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://www.turrehberin.com/wp-content/uploads/2016/07/cropped-favicon-32x32.jpg Beşiktaş arşivleri - Turrehberin.com https://www.turrehberin.com/tag/besiktas/ 32 32 Beşiktaş – Bir Yaşam Biçimi https://www.turrehberin.com/besiktas-bir-yasam-bicimi/ https://www.turrehberin.com/besiktas-bir-yasam-bicimi/?noamp=mobile#respond Sat, 19 Aug 2023 08:30:16 +0000 http://www.turrehberin.com/?p=6943 Beşiktaş- Bir Yaşam Biçimi Beşiktaş için İstanbul’un kalbi dersek yanılmış olmayız. Ruhu olan, yaşayan bir yer Beşiktaş. Şehrin en önemli geçiş noktasında yer almasının yanında, Türkiye’nin en köklü futbol takımlarından birinin yuvası olması da önemine önem katıyor. Bu güzel bölge adını, Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemilerini kıyıya bağlamak için yaptırdığı beş adet sütun taştan almış. O …

Beşiktaş – Bir Yaşam Biçimi yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Beşiktaş- Bir Yaşam Biçimi

Beşiktaş için İstanbul’un kalbi dersek yanılmış olmayız. Ruhu olan, yaşayan bir yer Beşiktaş. Şehrin en önemli geçiş noktasında yer almasının yanında, Türkiye’nin en köklü futbol takımlarından birinin yuvası olması da önemine önem katıyor.

Bu güzel bölge adını, Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemilerini kıyıya bağlamak için yaptırdığı beş adet sütun taştan almış. O dönemler bölgeye Beştaş denirmiş. (Barbaros Hayrettin Paşa Beşiktaş için önemli isimlerden biri. Sahilde iskelenin karşısındaki türbesi ve hemen karşısındaki heykeli dikkat çeken yapılar arasında.) Yıllar içinde isim değişmiş ve Beşiktaş olmuş.

Kaybolan Koy

Bir sahil semti olan Beşiktaş’ta 19. Yüzyıla kadar bir koy varmış. Ardından bu bölge doldurulmuş ve bu sebeple günümüze kadar gelen Dolmabahçe ismini almış. Semtin tarihine şöyle bir göz atıp, tarihi bilgileri doğru yazılmış tarih kaynaklarından öğrenmeliyiz diyerek sosyal mesajımızı da verdikten sonra yolumuza devam ediyoruz.

Beşiktaş, uzun bir sahile sahip. İskelenin yanındaki banklarda oturup Üsküdar’ı, vapurları ve eşsiz boğaz manzarasını izliyoruz. Beşiktaş KadıköyDerken Kadıköy iskelesine bir vapur yanaşıyor. İşte kartpostallara yaraşır bir görüntü. Zaman dursa dediğimiz bir an, hele yağmur da varsa…

İlk olarak deniz havasını içimize çekiyoruz ve böylece keşfetmeye hazır hale geliyoruz. Yol üzerinde yenilenmiş haliyle önemli müzelerden olan Deniz Müzesi yer alıyor. Beşiktaş Deniz Müzesi Meraklısı için ilginç bir ziyaret olabilir. Video veya fotoğraf çekmek isteyenlerin ilave ücret ödemesi gerektiğini de burada belirtelim. Hemen küçük bir not: Deniz Müzesi de dâhil bütün önemli noktalar ayrı yazılarda ele alınacağı için sadece kısa bilgiler vererek geçiyoruz.

Çarşı Her Şeye Karşı mı?

Işıklardan karşıya geçtik, Kabalcı Kitabevi’nin köşesinden kıvrılıp köy içine gitmek için yürüyoruz. Ah Kabalcı, bir semtin simgesi. Hızla değişen çok şey gibi kapandı gitti. Her şeyden önemlisi bir dönemin anılarını da alıp götürdü…Bu düşüncelerle yürürken sağda büyük çınar ağacına selam veriyoruz. Neredeyse tüm bölgeyi yemyeşil gösterecek kadar heybetli bu çınar ağacının daha nice nesilleri mutlu etmesini dileyerek yolumuza devam ediyoruz. Ve karşımızda ilk kartal heykeli. Semtin kokusunu hissetmemek elde değil ki. Sağa kıvrılıp büyük heykelin yer aldığı ve ‘Köy içi’ denilen bölgedeyiz. Etraf restoran ve doğal olarak insan ve heyecan dolu. Bu nedenle günün her saati hareketli. Tam göbekte duran lokmacıdan tarçınlı lokmamızı alıp bir süre dinleniyor ve balık pazarına gidiyoruz.

Mevsiminde tazecik balıkları bulabileceğiniz, hemen arkasındaki restoranlarda tadına bakabileceğiniz bölgedesiniz. Kendine has kültürü olan bu mekânlarda dost sohbetlerinin tadına doyulmaz.

Kitapçılar Diyarı

Beşiktaş aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir çarşı konumunda. Ucuz fiyata ayakkabıcılar sağlı sollu dizilmiş. 1milyonculardan pahalı markalara kadar çok çeşitli ürüne ulaşmak mümkün. Kuyumcular, tekstil ürünleri, aktarlar ve elektronik eşya satan dükkânlar. Hepsi emrinize amade. Semtte her şey var da en güzelleri kitapçılar. Beşiktaş’a gidince kitapçı gezmeden olmaz gibi gelmiştir hep. Semt neredeyse kitapçı cenneti. Her sokakta rastlamak mümkün. Burada yazarın uğrak yeri olan iki mekâna değineceğiz. İlki, Balık Pazarı’nın karşısındaki Mephisto. Sabah erken saatlerde gidin ki sakin olsun, fonda çalan şarkılarla mest olun, kitapların arasında kaybolun. Fakat kitap tercihleri biraz kısıtlı gibi. Zamanla seçeneklerin artmasını ümit ediyoruz. Kabalcı kapandıktan sonra o bölge için vazgeçilmez mekânlardan biri oldu bile. Bir diğer tavsiye de Akaretler yokuşunda Açık Öğretim bürosunun hemen karşısında yer alan Minoa kitap&kahve.

Mekâna girerken sağlı sollu ortancalar tarafından karşılanıyor, girer girmez kitapların ve kurabiye kokusunun büyüsüne kapılıyorsunuz. Saatlerce gezip sıkılmayacağınız bir yer burası. Çok da hoş bir cafesi var. Şahane salatalar, tatlılar ve kahve. Öğlen saatlerinde giderseniz yer bulmanız güç, ünlü bir simaya rastlamanız muhtemeldir.

Tarihi öneme sahip Akaretler son yıllarda Beşiktaş’ın lükse döndüğü yüzü olarak boy göstermekte. Bunu da ayrı bir yazıya saklıyor, Minoa’dan aşağıya doğru yürüyüp Şair Nedim sokakta ilerlemeye başlıyoruz. Beşiktaş çarşının bir üst paralelinde bulunan Şair Nedim geniş caddesi ve alışveriş seçenekleriyle ilgi çekiyor. Bizim bu caddeye giriş nedenimiz ise yolun ortasındaki Doğu Karadeniz Pidecisi’ne varmak. Gurme değiliz tabi ama az biraz Karadeniz pidesinden anlıyorsak buradaki pidelerin enfes olduğunu yazmadan geçemeyiz. Pideciden çıkınca sağa dönüp çarşıya inebilir, ya da devam edip pazara ulaşabilirsiniz. Beşiktaş Cumartesi Pazarı sadece bölge halkı için değil tüm İstanbul için önemli bir yere sahip. Elbiseden gıda maddelerine, ucuz taze sebze ve meyveden kozmetiğe kadar aradığınız her şey bu pazarda var. Fakat amacınız gezi ise cumartesileri bu bölgeye gelmeyin. Çok kalabalık, yürümek mümkün olmuyor.

Park yeri, yok olmayan sıkıntı

Park yeri bulmak zaten hayal. Hele pazarın tam karşısındaki Beşiktaş Evlendirme Dairesini de göz önüne alırsanız…Pazardan Teşvikiye’ye tırmanıp yürüyerek Nişantaşı’na ulaşmak mümkün. Fakat çok dik bir yokuş olduğunu söyleyelim. Tam tersi bir rota çizmek daha akıllıca olur. Neyse biz yolumuza devam edelim.

Pazardan aşağı inip göbekten sola dönünce şehrin göbeğindeki vaha Ihlamur Kasrı’yla karşılaşacaksınız. 1 TL. karşılığında bahçe kullanıma açık. Şehrin dışındaymış gibi hissederek bir kahve içip parkta oynayan çocukları izleyince, yoldan vızır vızır geçen arabaların sesini duymayacaksınız bile. Bahçedeki ördekler ve tavus kuşları da günün sürprizi olacak.

Moladan sonra Ihlamur Deresi caddesinden geri dönüyoruz. Yol boyu dükkânların arasından pencerelerinden sardunyalar sarkan evleri izleyerek yürüyoruz. Her yaşanmış semt gibi burası da mahalle dokusunun güzelliğiyle bizleri etkiliyor. Yolda mahalleli teyzelere selam veriyoruz. Burada insanlar birbirini tanıyor, Beşiktaş’ın yerlisi diye bir kavram var.

Çarşı ise Beşiktaş’ın içinde başlı başına bir semt durumunda. Büyük Beşiktaş Çarşısı ve Sinanpaşa’da her türlü kıyafet, ayakkabı, cd ve sınavlara hazırlık kitapları bulabilirsiniz. Moda’nın kalbi Beşiktaş Çarşı’da atıyor, bizden söylemesi. Semt içindeki Abbasağa Parkı’na değinmeden Beşiktaş yazısı olmaz. Bu park genellikle mahallelinin gittiği, çeşitli etkinliklerin ve buluşmaların yapıldığı, Ramazan ayında iftar sofralarının kurulduğu bir park. Barbaros Bulvarı’ndan kolayca ulaşabileceğiniz bu park, mahallenin kokusunu içine çekebileceğiniz önemli merkezler arasında yerini alıyor.

BEŞİKTAŞ Stadyumu / Kartal Yuvası

Beşiktaş bu gezmekle biter mi? Dolmabahçe yolunu asırlık çınarların gölgesinde yürümek, Dolmabahçe Sarayı’nda tarihin içinde gezinmek, Beşiktaş’ın mabedi Beşiktaş Stadyumu’nda kartal ruhuna bürünmek isteyenler için de elbette birkaç tavsiyemiz olacak. Stadyumdan başlayalım. Kartal yuvası, yenilenen yüzüyle Beşiktaşlıların gözdesi. Stadyumun hemen altındaki BJK müzesini gezip alışveriş yapmanız mümkün. Dolmabahçe Sarayı ise eşsiz güzelliğiyle Boğaz’ın en güzel yerinde ziyaretçilerini bekliyor. Saray’ın önünde Saat Kulesi’nin hemen altındaki çay bahçesi de denize sıfır konumu ile iyi bir mola tercihi olacaktır. Buraya girmek için Saray’ı ziyaret etmenize gerek yok, hatırlatalım.

Beşiktaş Yeşil Yol

Dolmabahçe-Beşiktaş arasındaki yol ise tam bir efsane. Lale mevsimine denk gelirseniz sağlı sollu rengârenk laleler eşliğinde yürümek çok keyifli oluyor. Bu yolu dümdüz yürüdüğünüzde yol sizi Çırağan Caddesi’ne çıkaracak. Yol üzerindeki eşsiz mermer kemerler ve Mustafa Kemal Atatürk’ün şahane fotoğrafları sizlere görsel şölen sunacak.

Yol üzerindeki Yıldız Parkı ve Yıldız Sarayı da şehir içinde bir cennet. Fakat son zamanlarda devam eden inşaat ve yapım çalışmaları nedeniyle içeriye girmeniz sizi hüsrana uğratacak. Etrafta oldukça fazla olan sokak köpeklerinin tehlikeli olabileceği konusunda da bir küçük hatırlatma yaptıktan sonra yolumuzu hemen sol taraftaki Yahya Efendi Dergâhına çeviriyoruz.

Manevi yönden güçlü duygular hissettiren bu güzel Dergâha uğramak, çölde vaha bulmak kadar güzel…Şehir yaşamının olanca hızıyla aktığı bir cadde ve hemen üzerindeki huzur yuvası…Bahçesinden eşsiz Boğaz manzarasına tepeden bakabilirsiniz. Tüm bu mekânlar ayrı ayrı o kadar önemli ki, gezdikçe seviyor ve vazgeçemiyorsunuz.

Beşiktaş ‘ta yeme içme

Gurme değiliz desek de bir semti anlatırken nerede ne yenir ne yenmez yazmadan olmaz. Biz yazılarımızda tecrübe ettiğimiz mekânları anlatmaya dikkat ediyoruz. Pideciye üstteki satırlarda değinmiştik. Kahveyi de Minoa’da içtik. Bunun dışında son zamanlarda birçok yeni nesil kahve mekânları açılmış. Yeni mekânlara inat, Yedi Sekiz Hasanpaşa Fırını yıllara meydan okurcasına boy gösteriyor. Mutlaka ama mutlaka uğrayıp paskalya ve tuzlu çubuklarından alın. Çarşıyı gezerken mis gibi tereyağı kokan çubuklarınızı yiyin, Köy içinin hemen alt sokağındaki sokak kahvesinde demli çayınızı için. Zincir kahveciler ve restoranları sevmeyenlerden iseniz bu sokak kahveleri tam size göre. Tabureler üzerinde oturup derin sohbetlere dalın, sonrasında gelsin çaylar kahveler. Kahvaltı sever misiniz? Cevabınız evet ise Çelebioğlu Sokak’taki kahvaltıcılar tam size göre. Birbiri sıra kahvaltı mekânlarıyla dolu sokakta kalabalık ve sıra olduğunu görünce şaşırmayın, bu doğal ortamı. Beşiktaş’ın üniversitelerin merkezi ve öğrenci nüfusunun fazla olduğunu göz önünde bulundurduğunuzda ekonomik fiyata kahvaltı veren bu mekânların neden bu kadar kalabalık olduğunu anlamak zor olmaz. Bir de dönerci ismi verelim, not alın. Bu mühim. Çünkü İstanbul’un en iyi dönercisi burası diyorlar. Beşiktaş DönerciBüyük kartal heykelinin hemen orada Karadeniz Döner. Önünde her daim sıra vardır, açık ayranı muhteşemdir, güler yüzlü hizmetin adresidir.

Yazıyı bitirmeden şehrin orta yerinde minik bir sahilin yerini tarif edelim mi? İskeleye inin, Bahçeşehir Üniversitesi yönünde ilerleyin, İDO iskelesinin hemen yanında minicik bir sahil göreceksiniz.Beşiktaş iskele Denizin sesi, boğazın kıyıya vuran eşsiz görüntüsü. İşte günü burada bitirin, pişman olmayacaksınız…

Beşiktaş yazısı şimdilik bu kadar…Şimdilik diyoruz, keşfettikçe sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz…

Nasıl gidilir:

İstanbul’da en kolay ulaşılacak merkezlerden biri şüphesiz Beşiktaş. Hatta öyle ki taa Bursa’dan bile gelebilirsiniz. İDO deniz otobüsü iskelesi artık Beşiktaş’ta. Üsküdar ve Kadıköy’den vapurla gelebilir, halk ve özel otobüslerle de çok kolay ulaşım sağlayabilirsiniz.

Yazı ve Fotoğraflar: Gonca Sağlık

Beşiktaş – Bir Yaşam Biçimi yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.turrehberin.com/besiktas-bir-yasam-bicimi/feed/ 0
İstanbul’da bir mahalle: Arnavutköy https://www.turrehberin.com/istanbulda-bir-mahalle-arnavutkoy/ https://www.turrehberin.com/istanbulda-bir-mahalle-arnavutkoy/?noamp=mobile#comments Thu, 03 Nov 2022 23:00:24 +0000 http://www.turrehberin.com/?p=9106 İstanbul’da bir mahalle: Arnavutköy İstanbul‘da Boğaz’ın kıyılarını süsleyen bir mahallede, Arnavutköy ’deyiz. Diğer tüm Boğaz semtleri gibi göz kamaştırıcı, eski, kıymetli ve çekici…Kuruçeşme ve Bebek arasında, kendi halinde, dut ve envai çeşit meyve ağaçlarıyla bezeli Arnavutköy, meşhur akıntı burnunu da içinde barındırıyor. Semtin tarihi oldukça eski. Arşivler incelendiğinde 1850’li yıllara kadar ulaşmak mümkün. Ancak daha …

İstanbul’da bir mahalle: Arnavutköy yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İstanbul’da bir mahalle: Arnavutköy

İstanbul‘da Boğaz’ın kıyılarını süsleyen bir mahallede, Arnavutköy ’deyiz. Diğer tüm Boğaz semtleri gibi göz kamaştırıcı, eski, kıymetli ve çekici…Kuruçeşme ve Bebek arasında, kendi halinde, dut ve envai çeşit meyve ağaçlarıyla bezeli Arnavutköy, meşhur akıntı burnunu da içinde barındırıyor. Semtin tarihi oldukça eski. Arşivler incelendiğinde 1850’li yıllara kadar ulaşmak mümkün. Ancak daha net bilgilere 1920 ve sonrasındaki kaynaklardan ulaşılabiliyor. Videomuzla birlikte gezmeye başlayalım.

Semt mübadele öncesinde 180 haneden oluşan küçük bir bölgeymiş. Bölge sakinlerinin tamamının Rum olduğu biliniyor. Ancak Lozan Antlaşmasıyla, Türkiye Cumhuriyeti ve Yunanistan arasında ‘yaşayan halkların değişimi’ protokolünün imzalanmasıyla birlikte karşılıklı göçler başlıyor ve burada yaşayan Rum köylüler Yunanistan’a, Yunanistan Drama Bölgesi’nde yaşayan Müslüman Türkler ise bu bölgeye yerleştiriliyor. Evliya Çelebi meşhur Seyahatnamesi’nde Arnavutköy’den bahsederken ‘Ekmeğinin peksimetinin beyaz, Yahudilerinin zevk sahibi ve ehl-i saz, Rum Hıristiyanlarının kavmi-i Laz, Cemaati-i Müsliminin ise gayet az’ olduğunu yazar. Sadece bu anlatımla bile, Arnavutköy’ün tarihinde yaşamış halklarının durumu ile ilgili fikir sahibi yapmakta.

Arnavutköy üzüm asma

Sırasıyla, Rumların, Musevilerin ve Müslüman Türklerin yaşadığı semt, bugün eski halinden oldukça uzakta bir görüntü sergiliyor. Döneminde denizin yalıların duvarlarını yalayan deniz, 1980 sonrasında denizin içinden geçirilen kazıklı yol sayesinde oldukça gerilerde kalmış. Bundan dolayı bugün semtte yalı diyebileceğiniz bir bina maalesef bulunmuyor. Ancak her şeye rağmen tarihe tanıklık etmiş muhteşem binalar Boğaz’a karşı arz-ı endam ediyor.
Konumu nedeniyle oldukça kolay ulaşılan ve popüler bölgelere yakın olan Arnavutköy, sokaklarının içlerine daldıkça size sürprizler hazırlıyor. Hatta ben yürümeyi severim, dağ-bayır demem tırmanırım derseniz, Etiler’deki meşhur AVM’nin arasından aşağı doğru yürüyerek, eski ve yeninin harmanlandığı Arnavutköy’ü daha yakından tanıma fırsatını yakalayabilirsiniz. Aşağıya doğru indikçe, evlerin arasındaki dik merdivenler ve üzüm asmaları dikkatinizi çekecek. Keyfini çıkarın.

Arnavutköy’de Son Dönem Osmanlı Yapıları

Yürüyüşünüzün sonuna yaklaşırken semtin tam orta yerinde tüm haşmetiyle Ayia Strati Rum Ortodoks Taksiarhi Kilisesi sizi karşılayacak. Durup seyrediyor ve ibadete gelen insanları görüyoruz. Her inanıştan insanın yaşadığı bu güzel şehrin kıymetini iyi bilmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlıyoruz. Gerek iç gerekse dış mimarisiyle oldukça etkileyici bu kilise, 1899’da inşa edilmiş. Osmanlı döneminde büyükelçi, vezir ve paşa gibi önemli makamlarda görev almış Rum asıllı Kostantinos Mousouros ve ailesine ait kabristanın kilisenin bahçesinde bulunuyor.

Arnavutköy kilise
Bu etkileyici binayı gördükten sonra sahile doğru inerek caddedeki ışıkların hemen karşısında bulunan Tevfikiye Camii’ne gidiyoruz. Semtte görülmesi gereken önemli eserlerden olan Camii, Sultan 2. Mahmut tarafından oğlu Şehzade Tevfik için 1832 yılında yaptırılmıştır.

https://youtu.be/plUJSf_lIjc

Akıntı Burnu ve Arnavutköy Camii olarak da anılan yapı, dikdörtgen planlı ve tek minareli ahşap çatılı olarak inşa edilmiş. Boğaz’a hakim geniş bir avlusu olan Camii’nin müthiş bir manzarası olduğunu da ekleyelim. Avludaki banklara oturup eşsiz manzaranın seyrine dalabilirsiniz.

Semtte bu yapılardan başka, Rumlara ait ayazmalar ve Musevi mezarlığı da var. Arnavutköy Çarşısı ve Boyalı Köşk Kasrı da görülmesi gereken yapıların başında yer alıyor.

Arnavutköy, yeme-içme ve eğlence bakımından çok gözde gibi görünmese de müdavimlerinin vazgeçemediği bir semt. Bu durum Osmanlı’nın son döneminde başlamış. O dönem eğlence hayatı o kadar revaçtaymış ki, semt küçük Beyoğlu olarak anılırmış.

Yamaçlarını süsleyen koruluklarıyla temiz havanın hüküm sürdüğü semt, üzüm bağları, çileği ve beyaz peksimetleriyle ünlü. Örneğin çarşı içindeki fırınlardan taze hamur işlerinin kokusunu duyacaksınız.
Her ne kadar yeme-içme üstadı olmasak da her yazımızda birkaç fikir vermek istiyoruz. Arnavutköy balıkçılarıyla meşhur. Bundan dolayı oldukça yüksek fiyatlı bu işletmelerin yanında popüler cafe-restoranlar da bulunmakta. Sonuç olarak karnınızı doyurmak için küçük bir servet harcamak zorunda değilsiniz. Tam meydanda Tevfikiye Camii’nin önünde belediyeye ait bir işletme mevcut. Türk kahvesi, çay ve limonata da var. Manzaraya karşı yerinizi alın, bu güzel semtin tadını çıkarın.

Nasıl Gidilir?

Arnavutköy sahilde oldukça merkezi bir konumda. Merkezden Sarıyer yönüne giden tüm otobüsleri kullanabilirsiniz. Bununla birlikte son dönemlerde Beşiktaş İskeleden sahil yolu üzerinden Bebek-Etiler dolmuşu çalışmaya başladı. Dolmuşa binip kısa sürede semte ulaşabilirsiniz. Ulaşımla ilgili bir yeni gelişme de Arnavutköy iskelesinden Beşiktaş-Eminönü vapur seferlerinin başlamış olması.

Fotoğraf ve Yazı

Gonca Sağlık

İstanbul’da bir mahalle: Arnavutköy yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.turrehberin.com/istanbulda-bir-mahalle-arnavutkoy/feed/ 1
Kuruçeşme https://www.turrehberin.com/agaclarin-golgesinde-kurucesme/ https://www.turrehberin.com/agaclarin-golgesinde-kurucesme/?noamp=mobile#respond Tue, 03 May 2022 11:39:12 +0000 http://www.turrehberin.com/?p=1862 Boğazın incilerini keşfetmeye devam ediyoruz ve bu seferki durağımız Beşiktaş ilçesine bağlı Kuruçeşme. İstanbul‘da, boğazın belki de en küçük semti olan Kuruçeşme, dik yamaçların ve ağaçların gölgesinde bir kaçış noktası konumunda. Tarihten günümüze kadar Amopolos, Bithias ve Kalamos isimleriyle de anılan semt, temiz akarsularıyla uzun yıllar İstanbul’un gizli su kaynağı olmuş. Nitekim Sarp yamaçlardaki koruları …

Kuruçeşme yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Boğazın incilerini keşfetmeye devam ediyoruz ve bu seferki durağımız Beşiktaş ilçesine bağlı Kuruçeşme. İstanbul‘da, boğazın belki de en küçük semti olan Kuruçeşme, dik yamaçların ve ağaçların gölgesinde bir kaçış noktası konumunda.

Kuruçeşme Sahil
Tarihten günümüze kadar Amopolos, Bithias ve Kalamos isimleriyle de anılan semt, temiz akarsularıyla uzun yıllar İstanbul’un gizli su kaynağı olmuş. Nitekim Sarp yamaçlardaki koruları nedeniyle semte bir zamanlar Koruçeşme dendiği de rivayetler arasındadır. Evliya Çelebi’ye göre ise semtin iç tarafında akan derenin kenarında Müslüman Mahallesi bulunmaktaymış. Mahallede eşsiz yapısıyla bir camii ve hamamın olduğu da biliniyor.

Kuruçeşme Merdivenleri
Artık İstanbul’la bütünleşmiş erguvanların anavatanının Kuruçeşme olduğunu biliyor muydunuz? Nisan-Mayıs aylarında planlayacağınız bir gezide gözlerinize erguvan ziyafeti çektirebilirsiniz. Boğazdan geçen gemilerin haşmetli görüntüleri eşliğinde yürüyüş yapabilirsiniz.

Kuruçeşme Sahil Yürüyüşü

Semt uzun yürüyüşler için oldukça uygun bir sahile sahip. Kuruçeşme’den başlayıp, Arnavutköy, Bebek, Rumeli Hisarı rotasını takip ederek hem spor, hem keyif yapmanızı tavsiye ederiz.

Bir dönem kömür depolarının bulunduğu Kuruçeşme’de çok sayıda tarihi yapı dikkatimizi çekiyor. Dar sokaklardan yukarı doğru çıktıkça karşımıza çıkan bu yapıların bakımlı ve temiz halleri dikkatimizi çekiyor.

Aya Dimitri Karşımıza ilk çıkan yapı, taş-ahşap mimari tarzının en güzel örneklerinden olan İbrahim Paşa Camii. Camii, Sultan 2. Mehmet’in Tezkirecibaşı Osman Efendi tarafından yaptırılıyor. Camiinin alt katında bulunan çeşme ise 1683 yılına tarihleniyor. Yerevman Surp Haç Ermeni Kilisesi, tarihi Bizans’a kadar dayanan Aya Dimitri Rum Ortodoks Kilisesi ve bir ayazma, estetik güzellikleriyle dikkatimizi çekiyor. (Kilisenin yanındaki merdivenlerden semtin içine doğru ilerlemenizi tavsiye ediyoruz. Manzarayı görmek ve çevrenin doğal yaşam tarzını incelemek için ideal.) Rum Ortodoks Kilisesi İstanbul’un fethinden sonra da işlevini sürdürmüş. Cumartesi günleri ziyarete gidildiğinde yapılan duaların kabul edildiğine inanılan kilisenin suyunun da şifa kaynağı olduğu söyleniyor. Bizden söylemesi.

Galatasaray Adası


Sahile indiğinizde karşınıza Galatasaray Adası çıkacak. Kuruçeşme’nin en önemli simgeleri arasında yer alan ada, 1872’de Sultan Abdülaziz tarafından Sarkis Balyan’a hediye ediliyor. Ünlü ressam Ayvazovski’nin de bir dönem ikamet ettiği ada, 1900’lü yıllardan sonra kömür deposu, sonrasında ise şehir hatları vapurlarına yakıt sağlayan bir yer haline getiriliyor. 1957 senesinde Galatasaray Spor Kulübü tarafından satın alınan ada, aynı adla anılmaya başlanıyor. Günümüzde birçok toplantı, davet ve düğünlere ev sahipliği yapan adada, yaz döneminde havuz faaliyeti de devreye giriyor. Ancak günümüzde ada üzerinde inşaat var. 

Kuruçeşme'de bir çeşme
Bölge tarihi ve doğal güzelliklerinin yanında İstanbul’un eğlence ve gece hayatının da kalbi durumunda. Ortaköy yolu üzerinde bulunan mekanlar özellikle hafta sonları oldukça rağbet gördüğünden trafiği oldukça yoğunlaştırıyor. Kuruçeşme yamaçlarında servet değerinde müstakil evler ve mahallelinin eski yaşam tarzı hayatlarını sürdürdükleri mütevazı evler koyun koyuna geçmiş durumda.

Kuruçeşme’de Yeme içme

Kuruçeşme’de yeme-içme mekânlarının büyük çoğunluğu balık üzerine ve oldukça pahalı. Semti keşfe giderken bunu göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederiz. Sahilde manzaraya karşı kahvemi içmeden olmaz diyenlerdenseniz imkânlarınız maalesef kısıtlı. Bir dönem sahildeki çocuk parkının hemen köşesinde, denizle dip dibe bir mekân vardı.

Çay-tost ve kahve keyfi yapabileceğiniz bu ekonomik mekân maalesef kaldırıldı. İlle kahve diyorsanız, az ilerde aşk ismiyle anılan mekâna gidebilirsiniz. Sırf manzara için belki katlanılabilirsiniz. Fiyatlar ve hizmet maalesef çok dengesiz. Çevresi plastik koruyucularla çevrilmiş durumda. Boğazın keyfini plastik kokusuyla çıkarmak pek mümkün olmuyor. Bu tür mekânların İstanbul’un tarihi kokusunu hissetmeye engel olduğunu düşünenlerdenim. (Oldukça basit fakat bir o kadar da iddialı ve keyifli mekânların izini sürmeye devam edeceğiz.)
Gezimizin sonunda, soluğu Defterdar İbrahim Paşa Camii’nde alıyoruz. Camii semtin merkezinden biraz uzak, Ortaköy yolu üzerinde. Yapının bulunduğu bölge Defterdar Burnu diye geçiyor. Defterdar İskender Çelebi 1530 senesinde buraya bir Camii yaptırmış. Divriliği İbrahim Paşa 1660 senesinde bu camiyi yıktırıp, yerine taş minareli bu camiyi inşa ettirmiş. Camii bugünkü yapısına ulaşana dek 1941 ve 2011 senelerinde restore edilmiş.

Eğlence mekânlarının arasında sıkışmış kalmış bu şahane yapının güvenlik görevlisi namaz vakitlerinde cemaat bulmakta sıkıntı çektiklerini söyledi. Camii hakkında bir not daha, ziyarete gittiğimizde kapı kilitliydi, bizi kameradan görüp gelen güvenlik görevlisi gelip kapıyı açtı.Kuruçeşme Tepesi

Geziniz bitti ve hala kahve içemediyseniz, çocuk parkının karşısındaki ışıklardan yukarı çıkan yoldan Ulus’a çıkabilirsiniz. Oradaki parkın yanındaki mekânda şahane manzaraya karşı keyif yapabilirsiniz. Çıkışta aşırı dik bir yokuşla karşılaşacağınızı şimdiden söyleyelim.

Nasıl gidilir:

Gonca SAĞLIK

Kuruçeşme’ye Beşiktaş’tan kalkıp Sarıyer’e kadar giden otobüslerle ulaşmak mümkün. Ortaköy’e geldiyseniz yürüyerek de ulaşabilirsiniz. Mesafe ortalama 1 kilometre. Böylece Boğaziçi Köprüsü’nün altından yürüyerek geçip fotoğraf çekebilirsiniz. Karşı taraftan gelecekseniz, Üsküdar ve Kadıköy’den Kuruçeşme’ye kalkan tekneleri kullanabilirsiniz.

Kuruçeşme yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.turrehberin.com/agaclarin-golgesinde-kurucesme/feed/ 0