Piazza Maggiore, şehrin ana meydanı. Şehir meydanı haline gelip, önemli binalar etrafını sarmadan önce çayırlık olarak kullanılırmış. Sonrasında meydan haline getirilmiş. Günümüzde gördüğünüz hali 12-15. yy. arasında düzenlenmiş hali. Genelde dik kulelerin olduğu bir şehirde, böyle bir alanın boş bırakılması oldukça etkileyici. Meydanın adı sürekli değişmiş ama 1945’den günümüze bu isimle olarak anılıyor. Meydanda görmeniz gereken yerler içerisinde Kuzeybatı kısmında Fontana Del Nettuno, Batı tarafında Palazzo d’Accursio, Güney Batı kısmında Palazzo dei Notai (1381 yılından kalma noterler sarayı), Güney Doğu kısmında San Petronio Bazilikası, Doğu kısmında 1412 yılından kalma Palazzo dei Banchi yani “Bankerler Sarayı” ile Kuzey kısmında 1200’lerden kalma Palazzo del Podesta, yani eskiden adalet ve polis ofislerinin bulunduğu bina bulunmakta.

Piazza Maggiore yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Museo della Storia di Bologna. Artık İtalyanca öğrenmeye başladık. Bu Müzenin adı Bologna’nın Hikayesi Müzesi. Yani daha bilimsel bir isimle, Bologna Şehir Tarihi Müzesi. Bulunduğu yer de şehir ile özdeşleşebilecek bir yer. Palazzo Peppoli Vecchio yani Peppoli Vecchio Sarayında. Dönemin aristokratlarından Romeo Peppoli tarafından arazisi 1276 yılında alınmış ve üzerine 1344 yılında saray dikilmiş. 1910 yılında ailenin son ferdi olan Agostino Siero Peppoli’de ölünce, bina şehire kalmış. Bir müze olarak Bologna gibi geçmişi uzun bir şehrin gelişimini güzel anlatıyor diyebiliriz. Özellikle sesli rehber / audio guide ile gezmenizi tavsiye ederiz. 3D animasyonlar ile düzenlendiği için çocuklara da ilginç gelebilir.

Museo della Storia di Bologna yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Bologna yakınlarında bulunan bir başka motor ile alakalı müze ise, Lamborghini Müzesi. Bologna merkeze sadece 33 km. mesafede bulunan müze, araba meraklıları için bulunmaz bir fırsat oluşturuyor. 2001 yılında açılan müze, 2016 yılında tekrar bir elden geçirildi. Müzeye girmek için 20 kişinin altındaki gruplar, girişte bilet alarak girebiliyorlar. 20 kişi ve üstü önceden haberleşmek durumunda. Detaylı bilgi için Lamborgini Müzesi ile irtibata geçin.

Lamborghini Müzesi yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Tam olarak Bologna‘da olmasa da, Bologna seyahati yapanlar arasından, kırmızı renk ile en fazla özdeşleştirilen bu klasiği yani Ferrari Müzesi ‘ni görmek için 50 km. gidilir  diyenler için hatırlatalım istedik. Ferrari Müzesi Modena yakınında bulunan Maranello’da. Tabii fabrika da hemen yanında. Müzede sadece arabaları ve marka tarihini değil, aynı zamanda Formula 1 ile ilgili de alanları gezebiliyorsunuz. Hatta Formula 1 aracına oturarak simülasyon yapabiliyorsunuz. Detaylı bilgi için Ferarri Müzesi sizi bekler.

Ferrari Müzesi yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Bu sefer bahsettiğimiz Ducati Müzesi bir sanat müzesi değil. Bologna‘nın ünlü markalarından birisi olan ve hemen hemen tüm motosiklet tutkunlarının bildiği marka olan Ducati‘nin müzesinden bahsediyoruz. 1926 yılında Fratelli Cavalieri Ducati tarafından kurulan Ducati, 1946 yılına gelindiğinde 5o km/s hız yapabilen 2 vitesli ilk motorunu yapmış.

Müze’nin haricinde fabrikayı da gezebiliyorsunuz. Müze de, fabrika da, Çarşamba ve Pazar günleri kapalı. Büyük gruplar için önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Daha geniş ve güncel bilgiyi Ducati sitesinden alabilirsiniz

Ducati Müzesi yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

1565 yılında tamamlanan ve  kendi adıyla anılan Neptune Meydanı’nda bulunan Fontana del Nettuno / Neptün Çeşmesi, çok erkeksi bir çeşme izlenimini vermekte. Neptün’ün elinde tuttuğu Trident’in uç kısmı aynı zamanda Maserati araba markasının da amblemi olmuş. Fotoğraftan da görebileceğiniz şekilde, fazlasıyla seksi olduğu düşünülen kadın figürleri nedeniyle, eleştirilse de, şehrin sembolü sayılabilir. Bologna için önemli yerlerden bir tanesi. Gerek çeşmenin kendisi gerekse etraftaki insanların şen şakraklığı olsa gerek, sizi de çok etkileyeceğinden eminiz. Çeşmenin arkasına geçerek sağ arkadan bakmanızı tavsiye ederiz. Mimarın muzipliğini görme şansınız olacak. Daha açık yazmayalım ki bir merak konusu olsun. Sanatın üst nokta örneklerinden biri.

Fontana del Nettuno yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Basalica di San Dominico Bologna‘nın önemli kiliselerinden birisi. Aziz Dominik’in cenazesi burada olduğu için daha da önem kazanıyor. İç kilise ve dış kilise olmak üzere iki ayrı kilise sınıflandırması var. Buranın yapımı esnasında genç Michelangelo’da eser vermiş. Hemen önündeki meydan Ortaçağ’da hem mezarlık hem de ruhbanların konuşma yaptıkları nokta imiş. Yine bu meydanda Aziz Dominik için tuğladan dikilen bir kolon ve üzerinde bronzdan yapılma bir Aziz Dominik heykeli bulunmakta. Kilisenin müzesi görülmeye değer. Aynı zamanda bir de kütüphanesi bulunmakta. Kilisenin içerisindeki çizimlerin de bir sanat eseri olduğunu söylememize gerek yok. Vaktiniz olduğu taktirde mutlaka görün.

Basalica di San Dominico yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Complesso di Santa Stefano, kiliseler kompleksi diyebileceğimiz yer, Bologna için hem tarihi, hem dini hem de şehir kimliği açısından önemli bir yerde. Bugün Bologna’nın Azizi olan peder Petronio’nun zamanında M.S. 430’da yapılmış. Ancak tarihi açıdan biraz karmaşık bir durumu var. Kimileri buranın eski ismine de (Sacra Hierusalem) ithafta bulanarak, St. Petronio tarafından, sonradan 7 ayrı kiliseye bölünecek bir bina şekilde yapıldığını söylerken, kimileri de eski bir pagan tapınağının St. Petronio için kilise kompleksi haline getirildiğini öne sürüyor.

Sonuçta günümüze gelindiğinde “Sette Chiese/Yedi Kilise” olarak da bilinen kiliseler, dini açıdan önemli kişilerin cenazelerinin haricinde, artık bir klasik olan İtalyan sanatını da barındırıyor. Piazza Santa Stefano’ya gittiğiniz taktirde, bu kiliselerden üç tanesinin meydana baktığını görebilirsiniz.

Complesso di Santa Stefano yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Şehrin 5. yy. daki dini koruyucusu olan Petronius’a adanan San Petronio Basilica / Aziz Petronio Bazilikası, yapımına 1390 yılında başlanan ve sürekli değişen planlar ile dünyanın en büyük 10. kilisesi ve dünyanın en büyük tuğladan yapılma kilisesi olarak Maggiore Meydanını kaplayan kilisedir. Görebileceğiniz gibi dış süslemeleri tamamlanamamış. Aslında burası hep bir ilgi ve alaka merkezi olmakla beraber, bu büyüklüğe layık bir dış süsleme hiçbir zaman bulunamamış veya maddi anlamda yatırılamamış. İçerisinde Cassini’nin Meridyen Çizgisi‘ninde bulunduğu bazilikada bir de Giovanni da Modena tarafından 1400 lü yıllarda yapılan ve Hz. Muhammed (s.a.v)’i cehennemde gösteren bir resim bulunmakta. Hatta bu resim yüzünden 2002 ve 2006 yılında iki defa saldırı planları yapıldığı biliniyor.

San Petronio Basilica yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Palazzo d’Accursio O Comunale, artık İtalyanca öğrenmeye başladınız değil mi? Palazzo anlayabileceğiniz gibi saray anlamına geliyor. Accursio’nun sarayı. Accursius ise aslen Floransalı olan ve Bologna Hukuk eğitimi veren ünlü tarihi hukukçu. Kısaca anlaşılabileceği gibi, burası da onun evi aslında. Accursius’un Bologna’ya gelişi göz önüne alınırsa, bu ev aslında 1200’lü yıllardan kalma. Zaman içerisinde ev, etrafındaki diğer binalar ile birleştirilmiş. 1336 yılına gelindiğinde şehrin yaşlısı (akıl danışılanı) ünvanı olan bir anlamda en üst rütbelisinin makamı olmuş. 15. yy. sonrasında ise hükumet binası. Bu dönemde saat kulesi de eklenmiş. Günümüzde Torre d’Accursio olarak anılan kulenin haricinde de eklemeler yapılmış. 2008 yılına kadar da belediye binası olarak kullanıldıktan sonra şimdilerde Museo Morandi isimli müze ile Morandi’nin sanat eserleri ve diğer ortaçağ – 19 yy. eserleri sergileyen bir müzeye ve Biblioteca Salaborsa ismiyle Halk kütüphanesine ev sahipliği yapıyor.

Palazzo d’Accursio O Comunale yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.