Brühl Terası, aynı zamanda Avrupa’nın Terası olarak adlandırılır. Aslında kalenin bir parçası olan alan, 1546-47 yıllarındaki savaş sonrası tekrar düzenlenmiş. Normalde 1738 yılında özel bir bahçe olarak hazırlanmış olsa da 1814 yılında halka açılmıştır. Bu halka açılımın sebebi ise Rusların şehri ele geçirmeleri sonrasında şehrin valisi konumuna gelen Prens Nikolai Grigorjevich sayesinde olmuş. Ständehaus binasının yapımı için yok edilen teras, 1945’deki bombalamadan sonra tamamen ortadan kalkmış. Orijinal tasarımından geriye sadece Yunuslar Çeşmesi ayakta kalabilmiş. Gezerken göreceğiniz teras ise aslına uygun olarak yapılan yeni teras.Buranın hemen yakınında Dresden‘in en eski heykeli olan ve 1553 yılında dikilmiş Moritz Anıtı da bulunmaktadır. Burayı ziyaret etmeden Dresden gezilmiş sayılmaz.

Brühl Terası yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Japon Sarayı ve Augustus Heykeli ‘ni aynı başlık altında incelemeyi daha uygun gördük. Yeni Dresden kısmında “Güçlü” Augustus’un bir atın üzerinde Sezar duruşu ile Roma zırhı içerisinde altın rengi bir heykeli bulunuyor. Bu heykel şehrin önemli noktalarından birisi. Yine bu bölgede Barok ve Neo-klasik bir bina olan Saray bulunmakta. 1727 yılında yapılan bu bina, Augustus’un porselenlerini (artık Dresden Porselenleri) bulundurmak için yapılmış 13 Şubat 1945 yılında 2. Dünya Savaşı’ndan nasibini alarak bombalanan saray, 1950’de yeniden inşa edilmiş. Bu koruma çalışması 1987 yılına kadar devam etmiş. Fakat şu an Prehistorik Müzesi, Dresden Etnoloji Müzesi, Sakson Halk Müzesi müzeleri bulunmakta.

Japon Sarayı ve Augustus Heykeli yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Ernst-Thälmann Strasse Dresden‘i doğu batı ekseninde, eski şehirden yeni şehre bir anlamda taşır. Bu bölge de Eski Kutsal Haç Kilisesi, Dresden Şehir Müzesi, Dresden Şehir Sanat Galerisi ve Altmarkt bulunmakta. Özellikle kutlama günlerinde ışıl ışıl yapılan bu bölge görsel anlamda da kadraja sığmayacak güzellikler sunabilir.

Ernst-Thälmann Strasse yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Dresden Kalesi, 400 yıldan fazla bir süre Saksonya yöneticilerinin ve krallarının mekanı olmuştur. İlk yapı Romanesk tarzı olarak 1200’lü yıllarda yapılmış. O tarihten itibaren 1701 yılındaki büyük yangına kadar sürekli eklemeler yapılmış. Büyük yangında bir çok bölümünü kaybeden kale, bu sefer Barok usulünde tekrar yapılmış. Daha sonra dönemsel eklemeler devam etmiş. En son 1914 yılında tamamlanan Neo-Rönesans tarzı yenilemeler ile elektrik sistemi de eklenmiş. Bugün ise muhteşem koleksiyonlar barındıran 4 ayrı müzeye ev sahipliği yapmakta. Bunların içerisinde en önemlilerinden birisi ise Türk Odası‘dır. Osmanlı sanat eseri ve tarihi değerlerine, Topkapı Sarayı‘nın haricinde en fazla burada rastlarsınız. Eski Saksonya kralları, Türk eserlerine sahip olmaları ile övünürlerdi.

Dresden Castle / Dresden Kalesi yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Fürstenzug, Dünyanın en geniş porselen duvar süslemesidir. Wettin Hanedanı Saksonya Prens ve Düklerinin 1000 yıllık yönetimini onurlandırmak için yapılmış. İlk olarak boyama şeklinde 1871-76 yılları arasında yapılmış. Daha sonra 1904-1907 yılları arasında, boyalar yerine porselen kullanılarak yenilenmiş. 102 metre uzunluğundaki duvarda 23,000 porselen parça kullanılarak yapılan anıt, dünyanın en büyük porselen sanat eseri olarak ünlenmiş durumda. Büyük bir şans olarak, Dresden bombalamasından çok az hasarla kurtulabilmiş. 968 metrekare alan kaplayan porselen bölgede, sadece tek bir kız çocuğu motifi bulunmakta. Duvarda hanedan üyelerinin haricinde 59 ayrı figürde, bilim adamları, sanatçılar ve çiftçiler de bulunmakta. 1127-1904 yılları arasındaki 35 hanedan üyesinin resmedildiği duvar, bugün şehrin en ilgi çeken noktalarından birisi. Bizce görmemek büyük kayıp olur.

Fürstenzug yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Zwinger, erken 18.yy. muhteşem barok stili sarayda bulunan bir müze kompleksidir. Barok mimarinin bir anlamda başyapıtı olan binanın muhteşemliğinin haricinde Dresden Porselen Koleksiyonu ile ünlüdür. Eskiden Dresden kalesinin bir parçası imiş. Zaten Almanca kelime anlamı “İç sur ile dış sur arasında kalan bölge” demek. 12. yy esnasında burada yerleşim olduğu biliniyor. Ancak 1427 yılında şehir defansını güçlendirmek için ikinci bir sur yapılıyor. Günümüzde dış surları halen korunmuş durumda.

Bugün burada 3 ayrı koleksiyonu barındıran bir müze bulunmakta.

• Gemäldegalerie Alte Meister: Eski usta ressamlar galerisi
• Porzellansammlung: Dresden Porselen Koleksiyonu
• Mathematisch-Physikalischer Salon: Kraliyet Matematik ve Fizik Aletleri Koleksiyonu

Dresden’e gelip, buraya görmeden gitmeniz büyük kayıp olacaktır.

Zwinger yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Frauenkirche Kilisesi (Dresden) (bir tane de Münih‘te var) eğer dünyadaki değilse, en azından Almanya‘daki en önemli yeniden inşa projesidir. Muhteşem bir Barok mimarisi ile 1743’te tamamlanan kilise, 1945 yılında müttefik kuvvetlerin bombardımanları sonucu 13 metrelik bir yıkıntı haline gelmiş ve 1994 yılına kadar da böylece bırakılmış. Gerek şehir halkının desteği gerekse tüm dünyadan gelen destekler ile çok zorlu bir çalışma sonrası aslına uygun olarak tekrar inşa edilen kilise 2005 yılında tamamlanmış. Şehrin aslına uygun yeniden imarı konusunda belki de en güzel örnek. Eski kiliseden kalan taşların da kullanıldığı yeni kilisede, yerden göğe yükselen yekpare bir bina havası var. Kubbe ise tasarımdan ötürü, taştan bir çan izlenimi veriyor. Dresden‘in ilk ziyaret edilesi noktalarından birisi. Daha fazla bilgi için resmi siteyi ziyaret edebilirsiniz.

Frauenkirche Kilisesi (Dresden) yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.