Hamburg Limanı, 1189 yılında ilk olarak I. Frederick tarafından kurulmuş. O tarihten günümüze dek “Almanya’nın dünyaya açılan kapısı” olarak adlandırılmaktadır. Sadece Hamburg için değil, Almanya için de çok önem arz eden bir liman. Hansa birliğinden günümüzdeki Avrupa Birliği’ne kadar geçen sürede değişmeyen tek şey, ticaretin merkezi olabilme özelliği diyebiliriz. İşlem anlamında Avrupa’nın en işlek limanıdır. Büyüklük açısından ise 2. sırada. Amerika’ya yapılan göçler esnasında da bu liman, Avrupalı göçmenlerin eski kıtada bastıkları son yer olmuştu. Bu tarihi liman, neredeyse şehrin var olma sebebi diyebiliriz. Liman, petrol, kuru yük, teknolojik ürünler başta olmak üzere otomobil ihracatı ve ithalatında kullanılmakta.

Hamburg Limanı, sadece ticaret açısından değil, aynı zamanda turizm açısından da oldukça önemli bir nokta haline gelmiş durumda. Liman, şehri ziyarete gelen yolcu gemilerini ağırlamakla kalmayıp aynı zamanda yılda ortalama 6 milyon kadar turistin de ziyaret ettiği bir yer olmuş durumda. Limanın kendine ait müzeleri ve  müze gemileri bulunmakta. Limanı ziyarete gidenler için hazırlanmış çeşitli liman turları da bulunmakta.

Birbirine girmiş kanallar ve devasa yük ve yolcu gemileri arasında kaybolabilirsiniz. Özellikle deniz ve gemi hastalarının mutluluktan uçacağı bir yer diyebiliriz. Çok yoğun bir yer olduğunu söylememize gerek yok sanırız. Hamburg limanı ile ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz, limanın kendi web sitesinin İngilizce sayfalarına buradan ulaşabilirsiniz.

Hamburg Limanı yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Speicherstadt ve Kontorhaus, Hamburg‘un merkezinde bulunan iki eski ve yoğun yerleşim alanım.  1885 – 1927 yılları arasında Elbe nehri kıyılarında kurulan ticari bölge olarak, kısmen 1949 – 1967 yılları arasında yenilenmiş. Speicherstadt, dünyanın en büyük liman depo alanı. 300,000 metrekarelik bir alanda 15 devasa depo, kanal ve yükleme alanı bulunan liman gerçekten de büyük bir alanı kaplıyor. Hemen yanında bulunan Kontorhaus bölgesinde ise liman işlemleri ile alakalı 1920-1940 yılları arasında yapılan 6 büyük bina bulunmakta. Bu alanda Deutsches Zollmuseum ve Hamburg Dungeon gibi müzeler de bulunmakta. 2009 yılından sonra restorasyon çalışmaları yapılan bu bölge, UNESCO Dünya Mirası Listesine 2015 yılında dahil edilmiş. Hamburg’da çektiğiniz fotoğraflara değer katacak bir başka nokta olarak ziyaretinizi bekliyor. Özellikle de ticaret ile ilgilenenler, 150 yıl kadar öncesine dayanan bu serbest ticaret merkezinin büyüklüğü karşısında şaşkına dönecektir.

Speicherstadt ve Kontorhaus yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Ballinstadt ‘ı tarif etmek biraz zor. Düşünün ki tüm varlığınızı sattınız, aileniz ile birlikte birkaç bavul aldınız yanınıza ve bir gemiye binip, bir bilinmeze doğru yola çıkıyorsunuz. Hamburg‘dan başlayacak bu gezinin ne bir garantisi ne de bir öngörüsü var. Önünüzde uzun bir gemi yolculuğu ve okyanus ötesinde ise hiç bilmediğiniz topraklar ve belirsizlik söz konusu. Alışa geldiğiniz hayatınıza son bir bakış için güverteden limana bakıyorsunuz. Ve karşınızda Ballinstadtı görüyorsunuz.
1850 – 1939 yılları arasında 5 milyondan fazla insan Avrupa’dan Amerika’ya bu limandan göç etti. Burası, hayat değiştiren seyahati orijinal yerinde yaşatan tarihsel bir yer. Sadece gidenler için değil, kalanlar için bile tarihi bir özelliğe sahip. Bizce ziyaret edilmeyi hak eden bir yer.

Ballinstadt yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Alster Arkaden, 100 metrelik bir mesafe içerisinde dükkanlardan oluşan ve burada belirtmemiz gerekecek kadar tatlı bir havası olan bir nevi alışveriş caddesi. 1842 yılında ki büyük yangında burada bulunan Belediye binası da dahil yok olunca, yeni bir yapılanmaya gidilmiş. 1843 yılına gelindiğinde bir kısmı biten inşaat, 1846’da 5 katlı oturum alanının da eklenmesiyle sona ermiş. 31 Aralık 1989 tarihinde yine bir yangın sonucu tekrar bir rönevasyona girmiş.  Günümüzde şehrin lüks mekanlarına ev sahipliği yapan bölgede, Armani veya Burberry gibi markalarla buluşabiliyorsunuz. Alışveriş yapmayacak olsanız dahi buraya gelin, oturup bir kahve içerken etrafı seyredin. En azından bir Hamburg gezi günü sonunda dinlenmek amaçlı uğrayabileceğiniz bir nokta.

Alster Arkaden yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

St. Michaelis Kilisesi veya yerel halkın söylemesi ile “Michel” 1648-1661 yıllarında yapılmıştır ve Kuzey Almanya’nın en meşhur kilisesidir. Beyaz ve altın renkli iç dizaynı ile dikkat çeken kilise 3,000 kişiliktir. Normalde diğer Almanya kiliselerinin olduğu gibi Roman Katolik olarak değil ama Protestan kilisesi olarak inşa edilmiş. Bach gibi ünlü kişiliklerden burada gömülü olanlar bulunmakta. 132 metrelik barok kulesi ise neredeyse her yerden görülebiliyor. Kilise önündeki heykelde Mikail’in şeytanı öldürdüğü sahne resmedilmiş. Şu an görülen kilise, burada inşa edilen üçüncü kilise aslında. İlk yapılan kilise 1750 yılında bir yıldırım düşmesi ile yok olunca, 1786 yılında tekrar yapılmış. 20. yy.’da ise kilise ilki 1906 yılında bir yangın, 1944 yılında ise savaşta bombardıman altında gördüğü zararlar sonrası tekrar yapılmış.

St. Michaelis Kilisesi yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Kunsthall Hamburg, Almanya’nın önde gelen sanat galerilerinden. Bağımsız ve Hansa Birliği üyesi Hamburg‘un Sanat Müzesi olmasının haricinde aynı zamanda en büyük sanat galerilerinden birisi. İlk kuruluşu 1849 yılına kadar giden müzenin, kırmızı tuğla olan ana binası 1863 – 1869 yılları arasında inşa edilmiş. 14. yy. yerli sanatçıların, 16 ve 17. yy Holandalı sanatçıların ve sonrasında Fransız ve Alman sanatçıların eserleri yer almakta. 1869 yılında tamamlanan ilk binaya ilaveten 1921 yılında ikinci bina, 1997 yılında ise üçüncü bina ilave edilmiş. Dört ayrı ana galeriye bölünmüş bir sergiye sahip.  Gallery of Old Masters, the Gallery of 19th-century Art, the Gallery of Classical Modernism ve Gallery of Contemporary Art bu sergilerin başlıkları. Gayet geniş bir sergi olduğunu söylememize gerek yok sanırım. Özellikle sanat düşkünleri mutlaka görmeli.

Kunsthall Hamburg yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Miniatur Wunderland hem küçükler, hem de içindeki küçüğü yaşatanlar için muhteşem bir yer. Zaten burayı 2000 yılında kuran Braun kardeşler de bir anlamda öyleler. Hamburg için ise apayrı bir değer olduklarını söylemek lazım. 7000 metrekare içine kurulu 1500 metrekare (2018 yılı itibarıyla) tren modelleri ile dünyanın en büyük tren modeli olma özelliğine sahip. Toplamda 9 ayrı tema ile birlikte, 1040 tren, 14,450 vagon, 389,000 ışık, 130,000 ağaç modeli ve 263,000 insan modeli bulunmakta. Birbirinden farklı insan modelleri ve yaşam alanları ile muhteşem bir başyapıttır. 795,000 saatten fazla mesai harcanarak yapılan bu minyatür alanlarda toplamda 300’den fazla kişi çalışmakta. Şimdiye kadar ki maliyetleri ise 21 milyon euro’ya dayanmış durumda. Mutlaka görün. Bileti internetten alırsanız kuyruk beklemezsiniz. Biletler için bu linki takip edebilirsiniz.

Miniatur Wunderland yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.