Forum Romanum, Roma İmparatorluğunun kuruluşundan beri var olan, Roma‘nın önemli bir noktası. Bir rivayete göre, dünyanın, üzerinde en fazla toplanma, kutlama veya etkinlik yapılan alanı. Aslında burası Palatine tepesini kontrolünde tutan Roma Devleti kurucusu Romulus ile Capitoline tepesini kontrolünde tutan ünlü Sabine Kralı Titus Tatius arasında sürekli savaş sebebi olan sulak bir vadi imiş. En son Sabine kadınlar savaşanların ortasına kendilerini ve çocuklarını atınca, iki kabile savaşmayı bırakıp barışmışlar.  Üzerinde sürekli çarpıştıkları bu vadi, kısa süre içerisinde buluştukları bir mekan oluvermiş. Tabii arkasından ticaret gelmiş.

Meydanın ya da eski ismiyle Forum’un etrafında devletinin binaları ve tapınaklar gibi sosyal alanlar var. Bugün bunların içerisinde ayakta kalanlar olan devletin kayıt binası olarak kullanılan Tabularium başı çeker. Capitoline Tepesinden Foruma inen ve Ağlayan Merdivenler olarak adlandırılan Gemonian Merdivenleri de ilgi çekicidir. Capitoline tepesi eteklerinde M.Ö 497 yılından kalma Satürn Tapınağı varlığını devam ettiriyor. Hemen yanında M.S 87 yılında bitirilen Vespasian Ve Titus Tapınağı bulunuyor. Tapınağın yanında eski roma evlilik tanrıçasına adanan Concordia Tapınağı, Septimius Severus Zafer Takı vardır. Jul Sezar tarafından yaptırılan Senato Evi olan Curia Julia, topluluk konuşmalarının yapıldığı Rostra da buradadır. 

M.Ö 167 yılında yapılan Basilica Aemilia, M.Ö 47 yılında yapılan Basilica Julia, önemli noktalardan. Yine M.Ö 29’da tamamlanan ve Jul Sezar’a atfedilen Julius Tapınağı ilgi gören bir başka yer.  M.Ö 700’lerden kaldığı tahmin edilen ve Roma’nın ilk sarayı olan Regia da bir başka ilgi alanı. M.Ö 495 yılında bugün İkizler burcunun İkizleri olan Castor ve Pollux için yapılan Castor ve Pollux Tapınağı ve yine bölgenin en eski tapınaklarından olan Vesta Tapınağı bu alan ve çevresinde görebileceğiniz yerler arasında. Daha detaylı bilgi için Roma Turizm Ofisi‘nin web sitesini inceleyebilirsiniz.

Forum Romanum yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Villa d’Este, gerçekten çok güzel bir Saray. Zaten sahibi de böyle bir güzellik yaptıracak alt yapıya, beğeniye, eğitime, paraya, şöhrete ve siyasi güce sahip birisi. Papa Aleksander VI’nın torunu, Ferrara Dükü’nün 2. oğlu İppolito d’Este bu villanın sahibi. 5 kere Papa olması için aday gösterilmesine rağmen olamayan, Kardinal İppolito d’Este, döneminin en zengin ve şaşaalı kardinallerinden birisiymiş. Papa olma fırsatları ortadan kalkınca Tivoli’ye Vali olarak atanmış. O da Hadrian Villasını geride bırakacak şekilde bir villa inşa ettirmiş. Gerek içerisi, gerek dış yüzü ve bahçesi, tam bir şaheser olan sarayın günümüz girişi Piazza Trento tarafında, Santa Maria Maggiore kilisesinin hemen yanından yapılıyor.

Villa d’Este yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Villa Hadrian, Hadrian Villası adı üstünde meşhur Roma İmparatoru Hadrian tarafından yaptırılan bir villa. Yapılış tarihi olarak M.S 110-120 arası tarihlenmekte. Hadrian şehirdeki sarayı beğenmezmiş. O zamanlar şehrin dışında olan bu noktada (bugün Tivoli olarak geçiyor) geniş bir arazi üzerine Yunan mimarisinden esinlenilerek yapılan bu villa, havuzlar, bahçeler, heykeller ve çeşitli yapılar içeriyor. Ama en önemlisi bu villa, Aleksandria tarzı bir tasarımın Roma İmparatorluğu versiyonunun en güzel örneği. Villanın en vurucu yeri ise, günümüzde bile çok güzel gözüken ve resimde gösterilen Canopus isimli havuz. Aslında Canopus, bir Mısır şehri imiş. Zaten Villa’da bulunan her yer, Hadrian’ın hayatı boyunca gördüğü yerlerin ismiyle anılıyormuş Ancak bu yerlerin günümüz isimlerinin sadece çok küçük bir kısmı biliniyor. Hadrian Villası aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisinde bulunuyor.

Villa Hadrian yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Ludus Magnus, ya da Türkçe adıyla, Büyük Gladyatör Eğitim Okulu, Roma’da olmasını en fazla bekleyeceğiniz şey olmalı. Yer olarak da zaten tam olması gereken yerde. Flavian Amfi-tiyatrosu veya daha bilindik ismi ile Colosseum‘un hemen yanı başında. 2 ayrı dönemde inşa edilen yapılar bulunmakta. Okulun orta kesiminde, küçük sayılabilecek bir saha var. Tahmin ettiğiniz gibi Gladyatörlerin idman sahası. Bu okulun, yerin altından Colosseum’a giden bir tüneli de var. Cadde üzerinden rahatlıkla görebileceğiniz bir alan. Biraz sanki ücretsiz görebildiğiniz için önemsizmiş gibi gelebilir. Ama o Colosseum’da binlerin bağrışması, buradan çıkacak ve hayatı uğruna dövüşecek ustalara bağlıydı. Kısaca sahne orası, kulis burası.

Ludus Magnus yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

M.S 106 – 112 yılları arasında yapılan Trajan Forum İmparator Trajan’ın Dacia zaferine ithafen yine İmparator Trajan tarafından yaptırılmıştır. Antik Roma İmparatorluğu’nun kronolojik anlamda son Forum’u durumundadır. Roma kentininde önemli bir gezi noktasıdır.  Özellikle meydan kısmı 300 metreye 185 metre ile oldukça büyük bir alan kaplar. Meydanın her iki yanında da pazarlar bulunurmuş. Kütüphane, Trajan Tapınağı, Ulpia Bazilikası ise yine bu alana ait ve devamına yapılan yapılar. Trajan Forumu aslında devasa bir bina ve yapı kompleksi. Her ne kadar tamamının bitip bitmediği konusunda tartışmalar olsa da, Eski Roma Forum’una ek olarak yapılan son İmparatorluk Forumu. Dönemin ünlü mimarı Şam’lı Apollodorus tarafından yapılmış. 

Trajan Forum yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

St Clemente Bazilikası, aslında büyük ihtimalle bir İmparatorluk dönemi üretim binası imiş. Bulunduğu nokta Colosseum‘un yaklaşık 300-400 metre mesafede. M.S. 64 yılındaki Nero’nun Roma’yı yakmasından önce burada bir ev ve bir tapınak ile, Colessum’a doğru giden bir de yol varmış. Ancak yangın sonrası büyük yıkımda (bir ihtimal) yok olunca, önce bir eve, ardından ise ufak bir Hristiyan tapınağına dönüşmüş buraya M.S 100’lü yıllarda dikdörtgen tarzında bir kilise konulmuş. M.S 200’lü yıllarda ise artık net bir şekilde kiliseye dönüşmüş. Şimdiki Bazilika ise 1100’lü yıllarda yapılmış. Bazilika olarak Katolik Hristiyan tarihini tam anlamıyla yansıtıyor. Roma‘da kaçırılmayacak noktalardan bir tanesi.

St Clemente Bazilikası yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Santa Costanza, her ne kadar bir kilise veya bazilika gibi düşünülse de, binanın ilk halinin bir pagan kültürüne ait olabileceği, duvarlardaki bazı mozaiklerin Hristiyan kültürüne ait olmaması nedeniyle daha fazla kabul gören bir görüş. Rivayet buranın M.S. 360 yılında ölen İmparator Julian’ın eşi Helena’ya ait mezar olduğu ve kız kardeşi Constantina ile birlikte burada gömüldüğü. Sonrasında kilise olarak kullanılmaya başlanıyor. Bu tarz mimariye İznik–Aya Sofya veya İstanbul–Aya İrini‘de rastlayabiliyoruz. Bunun en büyük sebebi ise Constantina ve Helena’nın babaları, İstanbul’a kendi adını veren kişi. Yani Yeni Roma adıyla Byzantion’u yeniden yapıp, adını Constantinapolis olmasına sebep veren İmparator Konstantine. 

Santa Costanza yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Caracallas Banyoları olarak bilinen Roma hamamları günümüzdeki yıkık görüntüsüne rağmen, bir zamanlar ne müthiş bir yer olduğunu gösteriyor. Çatıları çökmüş, mozaikleri gitmiş, duvarları yıkılmış ve heykelleri taşınmış olsa da. M.S 212-217 yılları arasında, günde ortalama 2000 ton inşaat malzemesi taşınarak yapıldığı düşünülen ve 40 metre yüksekliğe dayanan hamamlar, M.S 537 yılında terk edilmiş. 2 milyon kadar tuğla, 6000 metreküp mermer gibi devasa rakamlar belki büyüklüğü konusunda size bir şey ifade eder. Kullanımda olduğu sürede halka açık ve ücretsiz olduğu bilinen bu hamamlar, 537’de Witigis’ler tarafından ele geçirildiğinde su kaynakları ile birlikte yıkılmış. 1600 kişinin aynı anda havuzlarını kullanabildiğini eklemek isteriz. 

Caracallas Banyoları yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Palazzo Massimo alle Terme, 1883 – 1887 yılları arasında Roma‘nın ilk seküler okulu olarak planlanarak inşaatı yapılmış binasıymış. 1960 yılına kadar da bu görevini devam ettirmiş. Bu binanın bulunduğu yerde ise daha önceleri Papa 5. Sixtus‘un yaşadığı ev bulunmaktaymış. Şu anda ise burası Milli Roman Müzesinin bir kısmına ev sahipliği yapmakta. Oldukça önemli ve tarihi eserlerin bulunduğu bu müze ilginizi çekecektir. Müzenin bahtsızlığı, Roma gibi tarihi bir yerde arka planda kalmasından. Yoksa hatırı sayılır bir miktarda sikke koleksiyonu bulunmakta. Özellikle mozaikler ve heykeller ise tam bir sanat eseri. Termini istasyonuna çok yakın olduğu için rahatlıkla ulaşılabilir. 

Palazzo Massimo alle Terme yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Piazza Venezia, Roma’nın bir anlamda bağlantı noktası olan ve ünlü bir diğer meydanı. Meydanın ortasına denk gelen noktada, Metro kazıları esnasında bulunan Hadrian dönemi okul nedeniyle, Roma İmparatorluğu döneminde de hayatın merkezi olduğunu anlıyoruz. Zaten bir taraftan Capitoline Tepesinin eteğinde iken diğer taraftan Trajan Forum‘una komşu. Venezia Meydanı adını hemen yakındaki Palazzo Venezia‘dan yani Venezia Sarayından alıyor. Burası aslında Venedik Kardinali Pietro Barbo (daha sonra Papa 2. Paul olacak olan)’nun yaptırdığı saray. Venezia Meydanındaki bir diğer ve en önemli nokta ise Birleşik İtalya Krallığı‘nın ilk Kralı ve İtalyan’ların Ata topraklarının Atası olarak adlandırdığı Kral 2. Vittorio Emanuele Anıtı bulunmakta. Bu anıtın hemen yanında ise İtalyanların Meçhul Asker Anıtı var. Meydandaki park sürekli bir hareketlilik ve kalabalığa sahip. Akşam saatlerinde giderseniz, özenle ışıklandırılmış anıtın çok güzel fotoğraflarını da çekebilirsiniz.

Piazza Venezia yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.