Aachen Katedrali İmprator Şarlman‘ın özellikle Kutsal Roma İmparatorluğu tarzında 793 – 813 yılları arasında yaptırdığı Palatine Şapel’i bu katedralin ana noktasını oluşturuyor. Burada toplamda 31 Alman Kralı ve 8 Kraliçesi taç giymiş. Oktagonal düzendeki ana kubbe ve iç işlemeleri oldukça güzel. İmparator Şarlman öldüğünde buraya gömülmüş. 881 yılında Viking istilası esnasında ciddi zarar gören yapı, 983 yılında tekrar onarılmış. 1165 ve 1355 yıllarında genişletilen bina, 1881 yılında tekrar restore edilmiş. 2. Dünya Savaşı esnasında ciddi tahribat gören yapının içindeki sanat eserlerinin bir kısmı korunmuş olsa da, bazı eserler geri döndürülemeyecek şekilde hasar görmüş.  Aahen Katedrali 1978 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ne dahil edilen ilk 12 eserden birisi olmuş. Almanya‘nın tarihinde önemli bir yer tutan bu yapıyı, imkan bulduğunuzda görmenizi tavsiye ederiz.

Aachen Katedrali yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Museum Island veya Türkçe ismiyle Müze adası , adından da anlaşılacağı gibi burası 5 ayrı ve önemli müzeye ev sahipliği yapan bir ada. Aynı zamanda ada ve üzerindeki binalar UNESCO Dünya Mirası listesinde. ASıl ismi Bode Museum olan müzeye, müze ve tarih konularına ilginiz var ise mutlaka gitmelisiniz. Burada,

• • Altes Museum / Eski Müze : Berlin Eyalet Müzesine ait antik eserlerin sergilendiği 1830 yılında açılan müze
  • Neues Museum / Yeni Müze: 2. Dünya Savaşında büyük oranda yıkılan ve tekrar yapılan ve içerisinde tarih öncesi ve erken tarih Mısır eserlerinin bulunduğu müze. Meşhur Mısır Kraliçesi Nefertiti‘nin büstü de burada bulunuyor.

• Alte Nationalgalerie / Eski Milli Galeri : 1876 yılında yapılan ve özellikle 19.yy. sanat eserlerini görebileceğiniz bir müze.
• Bode Müzesi : 1904 yılında açılan ve kurucusunun adı ile anılan Bode Müzesi, geç antik ve Bizans dönemi sanat eserlerini sergilemekte.
• Pergamon Müzesi : İşte bu müze, gerçekten içinizi sızlatacak bir müze. Çünkü burada Türkiye’den Osmanlı zamanında kaçırılan 2 çok önemli eser ile onlarca önemli eser bulunmakta. Bunlardan ilki Milet (Miletus)’ten kaçırılan 30 metre genişliğinde ve 16 metre yüksekliğinde Miletus Pazar Kapısı. Onlar Miletus diye sergiliyorlar. Ama asıl yeri Didim bölgesindeki Milet Milli Parkı. Bir diğeri ise 20 metre genişliğinde, 36 metre yükseklikte ve 34 metre derinliğinde olan devasa Pergamon Sunağı. Pergamon diyerek sorumluluklarını azaltmak isteseler de aslında bu sunak Bergama’dan gelmiş. Yine Osmanlı’nın son döneminde kaçırılmış. Bu iki eserden ötürü bu müze, yılda ortalama 1,5 milyon ziyaretçi çeken Almanya‘nın en ünlü müzelerinden.

Müze Adası ‘ndaki  müzelerde 6000 yıllık kültür ve sanat tarihini bulacaksınız. Giriş için 3 günlük müze kart alarak çok uygun fiyata girebilirsiniz. Tek tek gezmek isterseniz, müzelerin giriş ücretleri, müze kart fiyatının çok çok üstüne çıkıyor. Müze Adası ile ilgili daha detaylı bilgi almak ve gezinizi planlamak için Almanya’nın Türkçe olarak da hazırladığı Müze Portalını ziyaret edebilirsiniz.

Museum Island / Müze Adası (Berlin) yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Regensburg Kenti 9. yy.’da ticaret merkezi olan şehirlerden birisiymiş. İki ayrı bin yılın Roman, Romanesk ve Gotik tarzlarından hatırı sayılır mimari örneklerini hala barındırmakta. Bir diğer özelliği ise bir Kutsal Roma İmparatorluğu kenti olmasına rağmen Protestanlığı tercih etmesi. 2006 yılından günümüze uzanan süreçte ise UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisindeler. Mimari açıdan Almanya‘nın en güzel yerleşim yerlerinden birisi diyebiliriz.

Regensburg Kenti yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Wartburg Kalesi ,ormanın ortasındaki konumu ile gerçek anlamda bir kale denilecek bir kale. Bir başka özelliği ise Martin Luther‘in “New Testiment”ı Almanca’ya çevirdiği yerdir. Almanya‘nın tarihinde önemli bir yer tutmasının sebeplerinden birisi de bu zaten. Kalenin bir kısmı feodal dönemden kalsa da kalanı 19. yy.’da tamamlanmıştır. 1999 yılından günümüze uzanan süreçte ise UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisindeler.

Wartburg Kalesi yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Quedlinburg Kasabası Doğu Alman Frankon İmparatorluğu‘nun başkenti. Günümüzde küçük olsa da çok eskiden beri bir ticaret merkezi olmuş bir kasaba. Almanya‘nın Leipzig – Hannover şehirleri arasında bulunan kasaba tipik bir Orta Çağ Avrupa şehrinin en güzel örneklerinden birisi konumunda. St. Servatius kilisesi ise Romanesk tarzı kilise mimarisinin güzel örneklerinden birisi.1994 yılından günümüze uzanan süreçte ise UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisindeler.

Quedlinburg Kasabası yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Bamberg Kasabası Almanya‘nın Nürnberg kentinin  yaklaşık 60 km. kuzeyinde bulunan tarihi bir kasaba. 10.yy. sonrasında Polonya’daki Slav ırkıyla Almanların bir çeşit kontak noktası olan kasaba, 12. yy sonrasında Alman ve Macar mimarisinin gözde örneklerini barındırmaya başlamış. 18. yy. sonrasında ise Güney Almanya’nın aydınlanma döneminde öncelikli nokta olmuş. Hegel ve Hoffman gibi ünlü filozof ve yazarlar burada yaşamış. 1993 yılından günümüze uzanan süreçte ise UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisindeler.

Bamberg Kasabası yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Goslar Kasabası Almanya‘nın Hannover kentine yaklaşık 100 km. mesafede bulunan bir kasaba. Avrupa’nın sanayileşmesinde önemli yere sahip madenciliğin, su sistemleri ile daha rahat yapılabilmesinin sağlandığı ilk yerleşim yerlerinden birisi. Bu sebeple de Avrupa tarihi için önemli yer tutan bir madencilik kasabası. 800 yıl boyunca geliştirilen sistem ile Rammelsberg Madenleri ve Goslar kasabası tarihteki yerini almış. 1992 yılından günümüze uzanan süreçte ise UNESCO Dünya Mirası Listesi içerisindeler.

Goslar Kasabası yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Lübeck 12.- 16.yy. arası ağırlığı Alman kentlerinin oluşturduğu bir ortak ticaret birliği olan Hansa Birliği’nin bir nevi başkenti olan bir kentti. 1143 yılında kurulan şehir, 1157 yılında geçirdiği büyük yangın sonrası tekrar aynı yere kurulmuş. 1201-1206 yılları arasında Danimarka yönetimi altına geçen şehir, sonrasında özgür şehir statüsüne gelmiş. Son Hansa Birliği toplantısı 1669 yılında yapılmıştı. Sonrasında dağılan birlik, 1980 yılında yine ağırlığını Alman kentlerinin oluşturduğu bir şekilde tekrardan çalıştırılmaya başlandı. Şehir bu özelliği ile Orta Çağ’dan kalma şehir düzeni sebebiyle UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ne 1987 yılında dahil edildi. Holsten Kapısı, Meryem Ana Kilisesi ve Kuleli kale kapısı burada görülmesi gereken Orta Çağ ve sonrası eserlerden. .

Lübeck yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Trier 1. yy.’da Roma kolonisi olarak kurulan, bugün ise Almanya Lüksemburg sınırında bulunan bir kent. Şehir Lüksemburg’a sadece 40 km mesafede bulunuyor. Burası aynı zamanda Almanya’nın en eski kenti. 2. yy.’da dönemin en önemli ticaret noktalarından birisi olan kent, 3. yy. ikinci Roma olarak anılmaktaydı. Burada bulunan Roma kalıntıları, imparatorluğun yaşantısını göz önüne dökecek kadar sağlam ve gösterişli. Burada bulunan Porta Nigra adındaki kent kapısı, Roma İmparatorluğuna ait, Alp’lerin kuzeyinde bulunan en büyük yapı olarak biliniyor. Şehir 1986 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi içine alınmış. İkinci Dünya Savaşı esnasında bombalanmayan ender Alman yerleşimlerinden olduğu için, asıl kent dokusunu kaybetmemiş durumda. Yolunuz yakınına düşerse mutlaka görün.

Trier yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

St Michael Kilisesi ve St Mary Katedrali Hannover yakınlarında Hildesheim’da bulunan oldukça önemli bir yer. 1010 – 1022 yılları arasında Millenyum dönüşü esnasında yapılan bu yer Eski Saksonya’da bulunan Ottonian Romanesk tarzı sanatsal bir yapı. Simetrik bir tabana oturan St. Michael Kilisesi Kutsal Roma İmparatorluğu döneminin en önemli eserlerinden birisi. 1985 yılından bu yana ise UNESCO Dünya Mirası Listesinde bulunuyor. Almanya‘nın Unesco listesi içerisinde bulunan bir başka gezi noktası olarak, özellikle Hannover civarında iseniz, görmenizi tavsiye ederiz. Yapı olarak Orta Çağ dönemini fazlasıyla yansıtan bir bina. Fotoğrafçıların da değişik mevsimlerde ve ışıklarda hevesle fotoğraflayacakları bir yer.

St Michael Kilisesi ve St Mary Katedrali yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.