İtalya‘ya gelip, Genova‘yı görüp, şarkılara konu olan Portofino‘ya gelmezseniz, gerçekten hata yaparsınız. Burası özellikle turistlerin fazlasıyla ilgisini çeken bir balıkçı kasabası. Rengarenk boyanmış binaları ve zengin yatlarının demirlediği doğal limanı ile gerçekten çok güzel bir görsel sunuyor. 16. yy.’dan kalma Castello Brown, limanın hemen tepesinden şahane bir manzaraya sahip bir şekilde ziyaret edebileceğiniz yerlerden biri konumunda. Ayrıca 12. yy.’dan kalma Divo Martino Kilisesi de ziyaret edilebilecek bir diğer nokta. Daha fazla bilgi almak için özellikle de ziyaret eden ünlüler ile övünen kasaba sitesine bakabilirsiniz.

Balıkçı kasabası aslında çok daha yakın bir zamanda ünlü oldu. Onu popüler kültürde ünlü yapan 195o’li yıllarda yazılan ve ilk olarak Fred Buscaglione’un söylediği şarkıydı.

Portofino yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Edoardo Chiossone, bir İtalyan olarak, 1875’li yıllarda Japonya Finans Bakanlığı’nda Tokyo’da çalışırken, topladığı değişik eserler ile kendine has bir müze açılacağını bilemezdi herhalde. Museo d’Arte Orientale, yani Türkçe ismi ile Oryantal Sanat Müzesi, Chiossone’nin 1875 yılından sonra ölene kadar kaldığı Japonya’da, Japon, Çin ve Tayland kültürlerine ait çok çeşitli eser ve eşyayı toplamasıyla oluşmuş. Silahlar, zırhlar, maskeler, kumaşlar, resimler, heykeller… Kısaca aklınıza gelebilecek her türlü kültürel eşyayı bulabileceğiniz bu müze, bir  İtalyan şehrinde rastlanacak türden değil. Sırf bu yüzden ziyareti hak ediyor. Genova ve İtalya içinde oldukça özel bir müze olarak dikkat çekiyor. Müze ile ilgili daha detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz. Ancak İtalyanca olduğunu belirtelim.

Edoardo Chiossone kimdir?

Edoardo Chiossone, bir matbaacının oğlu olarak Genova’da doğmuş. Bakır levha işlemeciliği üzerine ciddi bir eğitim alıp ünlü sayılabilecek bir noktaya gelmiş. 1867 yılında İtalya Merkez Bankası ile kağıt para basımı üzerine çalışmaya başlamış. Bu sırada Japon Merkez Bankası ile kağıt paralarının basımı ile ilgili çalışmaya başlamış. 1874 yılında Londra’da basım teknikleri ile ilgili eğitim aldıktan sonra 1875 yılında Japonya’ya gitmiş.

Museo d’Arte Orientale yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Porta Soprana ve Casa di Cristoforo Colombo iki ayrı yer olmakla birlikte, aynı anda görebileceğiniz bir nokta. Porta Soprana, yüzyıllar boyu şehrin giriş noktalarından birisi olmuş. Kapı aslında şehrin 9-10. yy. dönemlerinde de varmış ancak günümüz versiyonu 3. dönem duvar dönemine yani 1150’li yıllara ait. Buranın hemen yakınında ise, dünyanın birçok yerinde evi bulunan Kristof Kolomb’un asıl evi bulunmakta. Resmi kayıtlara göre ünlü denizci, 1455-1470 yılları arasında kimi zaman sürekli, kimi zaman gel-git şekliyle burada yaşamış. Bugün artık müze olarak gezilebilmekte. Gerçi bu ev, aslında orijinal ev değil. 1684 yılında XIV. Lui’nin bombardımanı esnasında ev yıkılmış. Bugün gezilen ev ise 1700’lü yıllarda yapılmış.

Porta Soprana ve Casa di Cristoforo Colombo yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Ferrari Meydanı olarak çevirebileceğimiz Piazza de Ferrari, Genova‘nın ana meydanı. Günümüzde ki modern Genova ile tarihi Genova arasında kalan bir meydan. 1800’lü yıllarda, İtalya’nın Milan ile birlikte ekonomik merkezi konumunda olan Genova için bu meydan çok önemliydi. Çünkü o dönemlerde ekonomik değerler içeren merkezler hep bu meydan etrafında toplanmışlar. Bundan dolayı meydan ve özellikle de meydandaki fıskiyeli havuz oldukça ün yapmış. Zaten bu meydanın en önemli eserlerinden birisi bu havuz. Son zamanlarda yapılan restorasyon çalışmaları ile eli yüzü biraz daha toparlandı. Bugün de Dükalık Sarayı, Carlo Felice Tiyatrosu, 1912 yapımlı Borsa binası ile Dük Ferrari Sarayı bu meydan etrafında bulunmakta.

Piazza De Ferrari yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Galleria D’Arte Moderna ya da Türkçe ismiyle Modern Sanatlar Galerisi, 17. yy.’dan kalma bir bina olan Serra Villası’nda. Nervi bölgesindeki Saluzzo Serra Villasında bulunan bir galeri olarak, 350’yi aşan sanat eserine sahip. Bu rakamdaki eserleri ile, Liguria bölgesinin sanatsal geçmişi konusunda önemli bir yer tutuyor. İlk olarak Savoy Prensi Oddone’nun sanat koleksiyonu tabanında 1866 yılında başlayan galeri, günümüze kadar ağırlıklı olarak 1912 – 1950 arası olmakla beraber, 1800’lü yıllardan başlayan sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor. Genova‘yı gezerken gezi listeniz içerisine rahatlıkla alabileceğiniz bir gezi noktası. Özellikle Modern Sanatlara ilgi duyan gezginler bu müzeden mutlu ayrılacaklardır. Müzenin binasının güzelliği ikinci derecede kalıyor.

Galleria D’Arte Moderna yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Arco di Trionfo Genoa veya Arco dei Caduti yani Düşenler Anıtı olarak anılan bu zafer takı, aslında diğer birçok zafer takına oranla daha yeni bir tarihte yapılmış. 1923 yılında zafer takının bulunduğu bölge yeniden yapılandırılmaya başlayınca, 1. Dünya Savaşı esnasında ölenlerin anısına bir zafer takı yapılması planlanmış. 1931 yılında tamamlanan zafer takı da böylece şehirdeki yerini almış.

Arco di Trionfo Genoa yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Museo Diocesano binası, Dükalık Sarayı ile Katedral arasında bulunuyor. Aslında tarihi şehir meydanında yer alan ve 10. yy.’dan kalma bir sarayın yerine inşa edilmiş. Genova‘nın Orta Çağ zamanlarında, 1145 ila 1176 yılları arasında yapılan inşaat daha sonra çeşitli rönevasyonlara da uğramış. Günümüzde birçok konu ile ilgili birçok eserin sergilendiği bir müze konumunda. Arkeolojik eserlerden tutun da, kot pantolonun atası sayılabilecek mavi ve sert Genova kumaşına kadar bir çok eser sergileniyor. Bu çeşitlilik bir anlamda müzeyi gezerken sıkılmanızı engelliyor.  Ama özellikle tarihi boyunca Genova için önemli olan şeyler sergileniyor dersek daha doğru olur. Zamanınız varsa hem bina hem de müze gezmeye değer.

Museo Diocesano yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Avrupa’nın en büyük mezarlıklarından birisi olan Genova Anıtsal Mezarlık (Staglieno Cimitero Monumentale), yaklaşık 1 km karelik bir alana yayılan bir mezarlık. Daha önceleri daha ufak bir alan olarak planlanlanmış. Sonradan İngiliz, Protestan ve Musevi mezarlıklarının da eklenmesi ile oldukça büyümüş. Friedrich Nietzsche’nin çok sık ziyaret ettiği bir mezarlıkmış. Mark Twain’in de övdüğü bir mezarlık olarak biliniyor. Mezarlıktaki heykellerin bir kısmı, dönemlerinin önemli isimleri tarafından yapılmış. Mezarlıklar gezmek için pek ön planda olan yerler değildir. Ancak Buenos Aires‘teki Cementerio de la Recoleta gibi bu mezarlık da bu noktada ilgi çekici yerler. Vaktiniz uygunsa Genova geziniz içerisinde ziyaret etmeyi düşünebilirsiniz.

Staglieno Cimitero Monumentale yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Cumhuriyet dönemi şehir devlet zamanından kalma Dükalık Sarayı olarak anılan Palazzo Ducale Genoa, ilk olarak 1251-1275 yılları arasında yapılmış. Daha sonra 1777 yılına kadar çeşitli eklemeler ve yenilemeler ile büyüyen saray, 1777 yılında bir yangın yüzünden harap olmuş. İlerleyen zamanlarda 1778-1783 yılları arasında tekrar yapılan bugünkü saray, en son 1992 yılında tekrar restore edilmiş. Günümüzde ise sergi alanı ve müze olarak kullanılmakta. Buranın Türk tarihi ile ilgili bir noktası ise, o dönemlerde Genova’yı yöneten önemli ailelerden birisi olan Doria ailesi. Bu ailenin önemli üyelerinden birisi olan Andrea Doria, Preveze Deniz Savaşı’nda Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması ile çarpışmıştı.

Palazzo Ducale Genoa yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Verona‘dan 2 saatlik sürüş mesafesinde bulunan ve Portofino yolu üzerinde ki saklı bir cennet diyebileceğimiz, 7-8000 kişilik bir İtalyan kasabası olan Camogli, aslında eskiden çok kuvvetli ve işlek bir limanı olan bir yerleşimmiş. O dönemlerde 12-13000 kişi nüfusu olan kasabanın bu nüfusu orta çağ yerleşimlerine göre oldukça fazla. Halen de İtalyan’ların bir anlamda kendilerine sakladıkları bir cennet köşe olan kasabanın ana geçimi balıkçılık. Buradan Portofino’ya da devam edebilirsiniz. Yol üzerinde konaklamalı olarak da uğranabilecek bir yer. İtalya gezisi esnasında, Verona ve Protofino rotası düzenleyecekler için ideal bir orta nokta olarak ilgi çekiyor. Küçük bir İtalyan sahil kasabası deneyimi için güzel bir tercih olacaktır.

Camogli yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.