Göbeklitepe yeniden gündemde. Yeni bir keşif var.
Tüm dünyanın COvid-19 ile ilgilendiği şu günlerde, İsrail’den bir gazete, İsrailli arkeologların Göbeklitepe ile ilgili çok önemli bir bulguya ulaştığını ileri süren bir haber yayınladı. İsrail’de yayınlanan Haaretz gazetesinin haberi aslında Cambridge Archaeological Journal‘da yayınlanan bir makaleye dayanmakta. Haklay ve Gopher’ın hazırladığı makale, Neolitik hatta geç Paleolitik çağda yapılan inşaatların hiç de “öylesine” yapılmadığını belirtiyor. Hatta o dönem mimarlarının bir takım geometri hesapları hakkında bilgiye sahip olduklarını ispat eden diğer çalışmalarına bir başka örnek niteliğinde. Göbeklitepe bu düşünceyi ispat edebilecek en eski ve en iyi korunmuş örneklerden.
Hacklay yaptığı açıklamada “Bu alanın bulunması bile başlı başına bir sürpriz iken, bizim yaptığımız bu çalışma aslında bu yapının sanıldığından çok daha teferruatlı bir planlama ve yapım sürecine sahip olduğunu ispatlıyor,” dedi. Göbeklitepe ile ilgili daha fazla bilgi almak isterseniz ilgili yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Aynı yazı içerisinde bulunan videomuz da sizleri beklemekte.
Haberimize tekrar dönersek, arkeologlar A,B,C ve D olarak isimlendirilen dairesel yapılardan, A dan daha eski oldukları bilinen B,C ve D üzerine yoğunlaşmışlar.
Beklenmeyen sonuç
Haklay, şu ana kadar bu yapılar hakkında inanılan şeyin, her bir dairenin farklı gruplar tarafından yapıldığı şeklinde olduğunu söyledi. Yenisinin yapımından önce eskisinin tamamen temizlenip üstünün kapandığı şeklinde inanıldığını ekledi. Haaretz gazetesine yaptığı açıklamada kendilerininde bu yönde bir düşünce ile çalışmaya başladıklarını not etmiş. Ancak daha önce mimar olarak çalışan Haklay, mimari formal analiz metodu denilen bir metot uygulamış. Bu metot var olan yapıların var olan halinden tasarım aşamalarındaki planlama prensipleri ve metotlarına ulaşmayı amaçlayan bir sistem. Metot uyguladığında farklı bir sonuca ulaşılmış.
Önce kullandığı bir algoritma ile düzensiz daireler şeklinde olan yapıların merkezlerini bulmuş. Bu merkezlerin her bir dairenin merkezinde bulunan ve diğer taşlardan daha yüksek olan taşıyıcı 2 T taşının hemen hemen ara noktasına düştüğünü fark etmiş. Esas şaşırtıcı sonuç, bu üç dairenin merkez noktalarının birbirine bir çizgi ile bağlandığında, her bir kenarı 19,25 metre uzunluğunda mükemmel bir eş kenar üçgen olmaktan sadece 25 santimetre ile şaştığını görmüş.
Yazının ve tekerleğin icadından binlerce yıl önce, böylesine bir yapı topluluğunun ölçümlü taban alanı planını yapmadan tasarlamak mümkün değil
İsrailli arkeologların ortaya çıkardığı sonuç, her ne kadar farklı dönemlerde yapılmış olsa da, başlangıç esnasında bu dairesel yapıların aynı anda planlandıkları. Haklay’e göre her bir daire ufak farklılıklar içerse de birbirinden farklı ve uzun bir inşa dönemi geçirmiş. Ama plana sadık kalınmış. Bu da şimdiye kadar düşünülenden 3 kat daha fazla insan gücü ve zaman gerektiği gerçeğini getiriyor. Haklay asıl şaşırtıcı olan bir diğer şeyin, Avcı-Toplayıcı bir toplumdan böyle bir organizeyi beklemek olduğunu söylemiş.
Peki bu ne anlama geliyor.
Tel Aviv Üniversitesi Arkeoloji Profesörü Gopher, böyle bir planı gerçekleştirmek için bir proje, projeden sorumlu bir mimar, gerekli malzemelerin koordineli olarak toplanmasını organize edecek bir yönetici ve yapılarda çalışmak için gerekli yüzlerce belki binlerce işçi gerektiğini hatırlatıyor. Tüm bu işlemin paylaşımcı Avcı-Toplayıcı topluluk için fazla olduğunu, burada yeni bir topluluk türünün doğuşunun izlenmesi gerektiğini hatırlatıyor.
Bu çalışmaya dahil olmayan Jerusalam Hebrew Universitesi Arkeoloji Profesörü Belfer-Cohen ise, bu üç yapının birlikte inşa edilmiş olabileceği gerçeğini kabul etti. Ancak bunun diğer yapılar için de geçerli bir gerçek olmayabileceğini de ekledi. Belfer-Cohen’e göre bu tür bir bilgi, Aysbergin sadece ucunu bize gösteriyor. Tek bir topluluğun delirip sabah akşam böyle bir yapı için çalışması, farklı toplulukların bu bölgeyi bir kutsal alan ilan ederek burada kendi halkalarını yapmalarından daha düşük bir ihtimal.
Ancak yinede planlı bir yapı ve organizasyon gerekliliği nedeniyle Gopher ve Haklay’in bu çalışması paylaşımcı Avcı-Toplayıcı Neolitik Çağ insanın yavaş yavaş bir yönetici kişi veya ailenin altında, geometrik bir bilgiye sahip mimarlar ile kompleks yapılar yapabildiğini ispatlar konumda
Şimdiye kadar elde edilen bilgiler, Göbeklitepe’nin bir kült alanı olduğunu ispatlar nitelikte. Bakalım gelecekte burası ve benzer diğer yerler üzerinden edindiğimiz bilgiler, insanlık tarihine nasıl katkılar sağlayacak