Mısır Çarşısı arşivleri - Turrehberin.com https://www.turrehberin.com/tag/misir-carsisi/ Her an elinizin altındaki rehber Sat, 19 Aug 2023 08:24:57 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 https://www.turrehberin.com/wp-content/uploads/2016/07/cropped-favicon-32x32.jpg Mısır Çarşısı arşivleri - Turrehberin.com https://www.turrehberin.com/tag/misir-carsisi/ 32 32 Eminönü : İstanbul’un Gerçek Yüzü https://www.turrehberin.com/istanbulun-gercek-yuzu-eminonu/ https://www.turrehberin.com/istanbulun-gercek-yuzu-eminonu/?noamp=mobile#comments Sat, 19 Aug 2023 07:27:19 +0000 http://www.turrehberin.com/?p=6544 İstanbul’un kalbinde bir bölge. Eminönü. Yazması hem çok zevkli, hem çok zor. Zor çünkü, sayfalara sığmayacak kadar önemli. Öyle bir yazıyla ‘yazdım, oldu bitti’ denemeyecek kadar önemli hem de… Biz bu yazıyı ‘Eminönü’ne giriş’ diye nitelendirsek daha uygun olacak. Eminönü hakkında bilgi ve Eminönü’nün tarihini kısa kısa vererek şöyle bir giriş yapalım. Zamanı geldiğinde camilerini, …

Eminönü : İstanbul’un Gerçek Yüzü yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
İstanbul’un kalbinde bir bölge. Eminönü. Yazması hem çok zevkli, hem çok zor. Zor çünkü, sayfalara sığmayacak kadar önemli. Öyle bir yazıyla ‘yazdım, oldu bitti’ denemeyecek kadar önemli hem de… Biz bu yazıyı ‘Eminönü’ne giriş’ diye nitelendirsek daha uygun olacak. Eminönü hakkında bilgi ve Eminönü’nün tarihini kısa kısa vererek şöyle bir giriş yapalım. Zamanı geldiğinde camilerini, o muhteşem han ve eserlerini tek tek yazarız elbet.

Eminönü Tarihi

İstanbul’da yaşayan ya da ziyaret eden hemen hemen herkesin mutlaka bir kere gittiği bir merkez Eminönü. Ticaretin kalbinin attığı, şehir merkezinin her köşesine ulaşımın mümkün olduğu bir yaşam merkezi. Yabancı belgesel programlarında bile İstanbul konusu işleniyorsa Eminönü-Sirkeci bölgesine yer verilmeden geçildiği görülmez. Eminönü, şehrin tarihi yarımada olarak bilinen kısmında, Haliç’in batısında yer alıyor. Osmanlı döneminde Deniz Gümrüğü’nün yani Gümrük Eminliği’nin bu bölgede yer alması sebebiyle Eminönü (gümrük önü) ismini almış. İngilizlerin 1. Dünya Savaşı sonrası İstanbul’u işgal ettiği dönemde Yahudilerin yerleştiği bölge, 1955 senesine kadar mahalle kültürünün olduğu bir semt durumundayken, daha sonraları tamamen iş merkezi haline gelmiş. 2008’e kadar ilçe konumunda olan semt, o tarihten sonra Fatih Belediyesi’ne bağlanmış. Önce Doğu Roma’nın, Bizans’ın başkenti, daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi olan bölgede, gündüz nüfusunun 2 milyonu geçtiği biliniyor. Yazı arasına serpiştirdiğimiz videolarla beraber gezmeye başlayalım mı?

Tarihi çarşılar bölgesi

Gün ortası iğne atsanız yere düşmeyecek gibi kalabalık olan tarihi Eminönü, geceleri tam tersine sessiz sakin. Bölgede her milletten insanı görmek mümkün. Turistlerin uğrak yeri, Türkiye’nin dört bir yanında ticaret yapanların toptan alışverişleri için vazgeçilmezi Eminönü. 1500 yıldır kesintisiz ticaret ve alışverişin merkezi olan tarihi hanlar, bugün yıkık-dökük ve ilgiye muhtaç.

Eminönü meydan dediniz mi akla ilk gelen iki yer hiç şüphesiz Mısır Çarşısı ve Yeni Cami. (Bu iki tarihi kıymeti özel yazı halinde paylaşacağımız için bu yazıda detaylarına girmiyoruz.)

Eminönü Mısır Çarşısı Çarşıya girince hemen sol taraftan gizemli merdivenleri tırmanarak çıkıp, penceresinden Galata manzarasına nazır eşsiz lezzetlerini tattığımız Pandeli de tekrar bizlerle birlikte. Mısır Çarşısı esnafı ise sadece turist odaklı satışlar yapmaktan ileriye gidemiyor. İnsanın kendi ülkesinde esnaf tarafından ikinci sınıf muamele görmesi çok üzücü ve ayrı bir yazı konusu. Bu nedenle işi bilenler tüm alışverişlerini Çarşı’nın arka tarafındaki dükkânlardan yapıyor.  Peynirciler, kuruyemiş ve sakatat dükkanları, kahve kokuları eşliğinde Mahmutpaşa’ya doğru çıkarken dilimizde o bilindik şarkı:

Yeni Cami’de mısır atmak kuşlara…Şimdi İstanbul’da olmak vardı…

Eminönü hakkında bilgi verirken atlanmaması gereken iki nokta var. Mahmutpaşa ve Tahtakale’. Bu iki alışveriş bölgesinde yok yok. Oyuncakçılar, sepetçiler, pasta malzemeleri, doğum günü-düğün-sünnet-doğum odası süslemeleri, nişanlıklar, gelinlikçiler, kırtasiye malzemeleri…Aklınıza ne gelirse her zevke, ihtiyaca ve bütçeye göre alışveriş mümkün. Mısır Çarşısı’nda turist gibi gezip, alışveriş için buralara gelmenizi tavsiye ediyoruz. Mısır Çarşısı’nın sol tarafında ise, kuş satıcıları, yemler, tohumlar ve her türlü çiçek ve bitkiyi bulmanız mümkün.

Bir dönem evlerdeki elektronik eşyaların alındığı bir merkezdi Doğubank. Bilmeyen var mı? Sirkeci İskelesi’nin karşısındaki sokaktan girince tarihi alışveriş günlerinin kokusunu alabilmek hala mümkün. Elektronik dükkânlarının pabucunu dama attığını düşününce o eski hummalı günlerinden uzak olduğunu tahmin etmek zor değil. Eskiden bütünü elektronik eşya satan dükkânlara ait olan han, bugün gözlükçü-saatçi cenneti olmuş durumda.

Eminönü sokaklarında gezmeye devam ediyoruz. Eminönü’nde gezilecek yerler öyle bir gün içinde gezip bitirilecek gibi değil. Gezerken dikkatimizi çeken ve bizi üzen, Avrupa’da bir şehirde olsa baş tacı edilecek değerde olan binaların harap, yıkık-dökük durumda olması. O işlemeler, üzerlerindeki heykellerle her biri birer mimari şaheser. Çoğu yıkılmaya yüz tutmuş, pencereleri kırılmış, yerlerine muşambalar tıkıştırılmış. İçerde soba veya ateş yakıldığını gösteren simsiyah isler duvarları boyamış. Koskoca bir tarih her türlü riske açık halde duruyor.

Eminönü : Yeme ve içme

Gezdiniz, yoruldunuz bir yemek molası vermek istediniz. Dört bir taraf restoran. Büyük Postane’nin arka sokağı dönerci dolu. Sokak aralarında börekçiler, pideciler. Ne ararsanız var.Eminönü Galata KöprüsüMeydandaki alt geçitten Galata Köprüsü’ne doğru çıkarken denizde yerini almış ve tarihi görünüm verilmiş teknelerdeki balık ekmekçileri göreceksiniz. Kalabalıktan ve kokudan rahatsız olmam, Galata Kulesi manzarasına bakarak balık ekmeğimi yer, üzerine de yol üzerindeki turşuculardan turşu suyu alır içerim diyorsanız; zevk sizin kim karışır? Közde kahve seviyorsanız Nimet Abla’nın dört bir yanındaki sokak kahvecileri emrinize amade.

Nimet Abla Eminönü
Nimet Abla

Eminönü’nün tarihi piyangocusu

Nimet Abla demişken, yeni yıl öncesi uzun kuyrukların oluştuğu Milli Piyango satıcısını yazmadan olmaz. Tüm ülkede tanınan bu satıcı kim bilir kimlerin hayallerine kavuşmasına aracı olmuştur? Meydandan biraz içeri yürüyünce tarihi binada boy gösteren Ali Muhiddin Hacı Bekir şekercisini göreceksiniz. Enfes akide şekerleri ve lokumlarını tatmadan geçmemenizi tavsiye ederiz. Şekercinin yer aldığı bu binanın aslı Hamidiye Kütüphanesi. Az ileride de Hamidiye Türbesi var. Önünden kokoreççilere yol gider, meraklısı için not etmiş olalım.

Eminönü’nün tarihi yapıları tüm güzelliğiyle sizleri bekliyor. Fakat o kalabalıklar içinde görüp seçmeniz oldukça zor. Bizden bir minik tavsiye, geziye gitmeden önce araştırın, not alın öyle gidin. Nerededir, açık mıdır kontrol edin. Büyük Valide Han’ı örnek verelim. Kapalıçarşı’ya çıkarken köşede öylece duruyor. Önünden geçip gidersiniz de fark edemezsiniz. Oysa çatısından muhteşem bir İstanbul manzarası göreceksiniz. İçi ayrı güzellikte ama yıkık dökük. Gözden kaçan bir eser de bir Mimar Sinan eseri olan Rüstem paşa Camii. Eminönü Rüstem Paşa Camii içiÇinileriyle ün salmış. Yerliler pek bilmez ama turistlerin uğrak yeridir. Sepetçiler çarşısı içinde levhalar ve mağazalar arasında kaybolup gitmiş.. Siz es geçmeyin, mutlaka girin ve gezin.

Eminönü : Tarihe yolculuk yaptıran müzeler

Eminönü’nde gezilecek yerler arasında tarihe yolculuk yapmak istiyorsanız ziyaret etmeniz gereken en önemli müzeler PTT Müzesi, İstanbul Demiryolu Müzesi (Sirkeci  Garı) ve İş Bankası Müzesi. Ücretsiz gezebileceğiniz bu müzeler, sizi tarihten günümüze haberleşme, ulaşım ve bankacılık hizmetlerinde bir geziye çıkaracak. Müzelerde sergilenen eşyalar kadar binaların tarihi dokusu da sizleri etkisi altına alacak, bizden söylemesi. Özellikle PTT Müzesi çok ilgimizi çekti.

Haşmetli merdivenleri, büyük pencereleri ile dikkatinizi çekecek Mimar Vedat Tek imzalı bu bina, bizi 60’lı yıllarda sevdiğine mektup atmak için postanede sıra bekleyen genç bir kızın yanına götürdü sanki.. Bu paragrafa bir de not eklemeden olmaz. PTT Müzesi’nden çıkınca hemen soldaki Art Nouveau floral motifli bezemeli Vlora Han’ı görmeden sokaktan ayrılmayın.

Eminönü’nde gezilecek noktaları bunlarla sınırlı değil. İstanbul kokulu bu güzel bölge işte böyle anlatmakla bitmez…Bu güzellikleri yaşamadan olmaz. Siz de bir yetmez birkaç gününüzü bu güzelliklere ayırıp, tarihin derinliklerine yol almaya ne dersiniz?

Yazıya ekleyemediğimiz Eminönü ve diğer İstanbul fotoğrafları için, Editörün Kadrajı bölümümüzün altındaki İstanbul Fotoğraf Galerisi kısmına bakabilirsiniz.

Eminönü için kayda aldığımız sohbeti dinleyerek daha detaylı bilgi almak isterseniz aşağıdaki video kaydımızı izleyebilirsiniz.

Eminönü’ne Nasıl gidilir?

İstanbul’un en hareketli noktalarından biri olan Eminönü, otobüs, tramvay, vapur ve son zamanlarda Marmaray ile ulaşımı en kolay yerlerden biri. Sirkeci iskeleden şehir hatları vapuruyla Kadıköy ve Üsküdar’a ulaşmak mümkün. Meydanda turşucuların ilerisindeki otobüs durağından şehrin birçok noktasına ulaşımı sağlamak mümkün. Diğer yandan Karaköy de bölgeye çok yakın olduğu için oradaki iskeleyi de kullanılabilirsiniz. Gezerek, atmosferi soluyarak gelmek isteyenlere tarihi Tünel’den fünikülere binip Karaköy’e inmelerini, oradan Galata Köprüsü’nü yürüyerek Eminönü’ne ulaşmalarını tavsiye edebiliriz. Bu yöntemle Galata üzerinden eşsiz Yeni Camii manzarası içinizdeki keşif heyecanını ikiye katlayacaktır.

Yazı ve Fotoğraflar: Gonca Sağlık

Eminönü : İstanbul’un Gerçek Yüzü yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.turrehberin.com/istanbulun-gercek-yuzu-eminonu/feed/ 1
Pandeli: Tarihin lezzet bulmuş hali https://www.turrehberin.com/pandeli-tarihin-lezzet-bulmus-hali/ https://www.turrehberin.com/pandeli-tarihin-lezzet-bulmus-hali/?noamp=mobile#comments Sat, 07 May 2022 15:04:49 +0000 https://www.turrehberin.com/?p=17643 Kokuların hafızası olduğuna inanır mısınız? Biz inanırız. Mutfağımızda pişen ayva tatlısı, derinden gelen tarçın ve karanfilin kokusuyla birleşince, Mısır Çarşısı’nın en güzel yerinde taht kurmuş Pandeli Restoran’a ışınlandık. Fonda Müzeyyen Senar çalıyordu. Sakız gibi bembeyaz masa örtüleriyle bezeli masamızda oturmuş hayallere dalmıştık. Bu yazı bir kokudan hayale uzanan yolculuğun hikayesidir. Öncelikle belirtmeliyiz ki bizim işimiz …

Pandeli: Tarihin lezzet bulmuş hali yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Kokuların hafızası olduğuna inanır mısınız? Biz inanırız. Mutfağımızda pişen ayva tatlısı, derinden gelen tarçın ve karanfilin kokusuyla birleşince, Mısır Çarşısı’nın en güzel yerinde taht kurmuş Pandeli Restoran’a ışınlandık. Fonda Müzeyyen Senar çalıyordu. Sakız gibi bembeyaz masa örtüleriyle bezeli masamızda oturmuş hayallere dalmıştık. Bu yazı bir kokudan hayale uzanan yolculuğun hikayesidir.

Öncelikle belirtmeliyiz ki bizim işimiz yemek veya restoran yazmak değil. İyi yemek severiz ama gurme hiç değiliz. Fakat Pandeli sadece bir lokanta değil. İstanbul’un tarihine ayna tutan bir kültür bekçisi. Bu sebepten yazıp hatırlatmak, bilmeyene tanıtmak bizim görevimizdir.

Pandeli Usta

Pandeli Çobanoğlu aslen Niğdeli. Küçük yaşta geldiği İstanbul’da bulaşıkçılık, hamallık ve bakkal çıraklığı yapmış. Eminönü bölgesini iyi tanıyıp öğrendikten sonra Mercan Yokuşu’nda seyyar arabada piyazcılık yapmaya başlamış. Sonrasında ilk köfteci dükkanını Çukur Han’da bir barakada açmış. Bilenler bilir Çukur Han ve çevresi hamalların yoğun olduğu bölgedir. Pandeli’nin ilk müdavimleri emekçi hamallar oluyor. Fakat gelin görün ki o barakada pişen köftenin namı İstanbul’un seçkin gruplarının kulağına kadar gidince Pandeli Usta’nın köfte ekmekçisi yazarlar, gazeteciler, politikacılar ve şairlerin uğrak noktası oluyor. Tam yıldızı parlıyor derken 1. Dünya Savaşı’nın İstanbul’unun şartlarıyla baş edemeyen usta Niğde’ye geri dönüyor.

Aradan yıllar geçiyor, savaş bitiyor ve Pandeli Usta İstanbul’a geri dönüyor. Bu kez Eminönü’ndeki Yağcılar İskelesi’nde üç katlı bir binada yeni lokantasını açıyor. Ve hikâye böylece kaldığı yerden devam ediyor. Üstelik daha güçlü ve müdavimleri artarak büyüyor. 2. Dünya Savaşı’nın zor şartlarıyla mücadele etmeyi başaran Pandeli Çobanoğlu, ülkemizde yaşanan istenmeyen olaylar neticesinde yağmalanan dükkanıyla birlikte mesleğe küsüyor ve işi bırakıyor. Çok seveni olduğu için mesleği bırakma haberi kısa sürede duyuluyor. Durumu öğrenen dönemin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, ustayı ikna ederek şimdiki yerinde lokanta açması için gerekli desteği sağlıyor. İşte bu şahane lokantanın hikayesi kısaca böyle.

Pandeli’de yemek deneyimi

Arama motorlarında bulabileceğiniz bilgilerle o güzelliği anlayabilmeniz asla mümkün değil. Bunun için o taş merdivenleri tırmanmanız, duvarları süsleyen çinilere dokunmanız, restorana girerken sizi karşılayan akide şekerlerinden bir tane alıp damağınızla buluşturmanız, güler yüzlü ve hep efendi çalışanlarıyla selamlaşmanız, sakız gibi bembeyaz örtülerle gelin olmuşçasına süslenmiş masanın kenarına ilişmeniz, pencerelere tünemiş güvercinlerle sohbet edip Galata Köprüsüne doğru bir şarkı tutturmanız şart. Yoksa olmaz.Pandeli manzara

1901’de açılan restoranın müdavimleri de kendi gibi meşhur. O muhteşem mavi çinilerin arasında ne yemekler yenmiş, ne sohbetler edilmiştir kim bilir? Pandeli’nin gönlümüzü en ısıtan müdavimi tabii ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Atatürk, genç bir kolağası iken sık sık buraya gelir, lezzetli sofralardaki yerini alır ve Pandeli’yle güzel sohbetler edermiş. Yıllar sonra Cumhurbaşkanı olduğunda da eski alışkanlığını unutmayarak buraya gelmiş. Hatta Ankara’daki önemli toplantılara Pandeli’nin lokantasından yemekler gönderildiği bilinirmiş. Ata’mızın Pandeli’deki masasında çekilmiş bir fotoğrafı hâlâ duvarda asılı durur. Her gittiğimizde o fotoğrafa uzun uzun bakar, Ata’mızı orada yanımızda hissederiz. Hemen bir not ekleyelim: Ata’mızın lokantaya her gelişinde yediği bademli kurabiye günümüzde de servis ediliyor.Pandeli iç mekan

Pandeli’nin müdavimleri

Pandeli’nin müdavimleri saymakla biter mi? Orhan Seyfi Orhon, Faruk Nafiz Çamlıbel, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Haşim, Yahya Kemal ve niceleri. Hatta rivayet olunur ki, Yahya Kemal Pandeli’de yediği bir öğle yemeğinden çıkınca ‘Vay Pandeli, ne baklavaydı ama, böyle tatlı cennette olmaz!’ demiş. Lokanta, sadece edebiyat dünyasının değil, sanatçı ve politikacıların da ilgi odağı olmuş. Kraliçe 2. Elizabeth, İspanya Kralı Juan Carlos, Kraliçe Sofia, Audry Hepburn ve Robert De Niro bu isimlerden sadece birkaçı. Hatta Audry Hepburn, Pandeli Çobanoğlu’ndan tarifini aldığı meşhur kağıtta levreği kendi evinde de pişirmiş. Ünlü simaların fotoğrafları lokantanın duvarlarını süslüyor.

Pandeli’nin lokantası yabancı turistlerin de uğrak noktası. Hatta İstanbul’un yerlilerinden daha fazla ilgi gösterdiklerini, bu lokantanın değerini daha iyi bildiklerini düşünüyoruz.

1940 senesinden sonra İstanbul’un en ünlü lokantalarından biri olan Pandeli’nin o yıllardan günümüze ulaşan lezzetlerinden bazıları, dönerli patlıcan, kendi buluşları olan kağıtta levrek, sebzeli piliç dolması, hünkar beğendi, kömürde döner ve zeytinyağlı dolmalarını sayabiliriz. Tatlıları ise başka bir alem. Ayva Tatlısını söylemeden olur mu? Zaten bu yazıyı yazdıran da hafızamızdaki o şahane lezzet değil mi?Pandeli Ayva Tatlısı Bir de sade kahve, manzaramızda ise gerçek İstanbul. Galata Kulesi, Galata Köprüsü, Eminönü…Fonda çalan Müzeyyen Senar zaten vazgeçilmez. İşte İstanbul’da olduğunuzu hissedebileceğiniz anlar.

Lokantayla ilgili bir önemli nokta da, Türkiye’nin ilk turizm belgeli restoranı olması.

Pandeli Restoran sadece karnınızı doyuracağınız bir yer değil. Size tarihte bir yolculuk vaat ediyor. Mutlaka gidin. Bu kadar önemli bir mekânın İstanbul’da olması ve var olmaya devam etmesi çok önemli. Tarihi ve kültürel değerler bir şehrin kültürel kimliğidir. Bu değerlere sahip çıkmak, tanıtmak ve korumak her birimizin görevidir.

Mısır Çarşısı gibi önemli bir mekânın en güzel yerinde yer alan, kubbeli tavanı, taşlı avizeleri ve o muhteşem atmosferiyle Pandeli, sizin için de zamanı durduracak.

Yazı ve Fotoğraflar: Gonca Sağlık

Pandeli: Tarihin lezzet bulmuş hali yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.turrehberin.com/pandeli-tarihin-lezzet-bulmus-hali/feed/ 1
Mısır Çarşısı https://www.turrehberin.com/misir-carsisi/ https://www.turrehberin.com/misir-carsisi/?noamp=mobile#respond Sat, 21 Apr 2018 17:04:23 +0000 http://www.turrehberin.com/?p=9691 Mısır Çarşısı Mısır Çarşısı ismini nereden alır diye soracak olsak, vereceğiniz cevap “Mısır’dan gelen mallar ve baharatlar satıldığı için” olacaktır büyük ihtimalle. Ve tabii ki yanlış cevap olacak bu. 1660 yılında, büyük bir yangın geçiren İstanbul’un yenilenmesi esnasında, aslen Ukraynalı Ortodoks olduğu sanılan IV. Mehmet’in annesi, Sultan İbrahim’in eşi Turhan Sultan tarafından yaptırılmıştır. Turhan Sultan …

Mısır Çarşısı yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
Mısır Çarşısı

Mısır Çarşısı ismini nereden alır diye soracak olsak, vereceğiniz cevap “Mısır’dan gelen mallar ve baharatlar satıldığı için” olacaktır büyük ihtimalle. Ve tabii ki yanlış cevap olacak bu. 1660 yılında, büyük bir yangın geçiren İstanbul’un yenilenmesi esnasında, aslen Ukraynalı Ortodoks olduğu sanılan IV. Mehmet’in annesi, Sultan İbrahim’in eşi Turhan Sultan tarafından yaptırılmıştır. Turhan Sultan aynı zamanda en uzun süre Valide Sultan olan kişidir. L şeklinde yapılan Çarşı, ismini Mısırdan gelen vergiler ile yapılmasından almıştır. Asıl ismi ise Baharat Çarşısı’dır. Gerçi artık içinde her türlü ürün satılmakta. Yeni Camii’ye para kaynağı olması amacıyla yapılmıştır. Buradaki 85 dükkan kirası normalde Yeni Camii’ye aktarılmaktaydı. Kapalı Çarşı‘dan sonra İstanbul’un en bilindik çarşısıdır. En son 1940 yılında bir tadilat geçirmişti. Günümüzde de parça parça tadilatlar geçirmekte.

Mısır Çarşısı yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

]]>
https://www.turrehberin.com/misir-carsisi/feed/ 0