Biz, en yakın büyük şehir mantığıyla Milan rehberi içerisinde yer veriyoruz ancak, Como Gölü veya Laga di Como, aslında Lombardy bölgesinin gölüdür. 147 kilometrekare alanı olan ve en derin noktası 400 metre olan göl, İtalya’nın en büyük gölü. Bir zamanların “Uzun Gölü” de buraya şekil ve yapı itibarıyla benziyordu. Ancak bu gölün etrafını betonla kapatmamışlar tabii. Kimilerince dünyanın en güzel gölü olarak da anıldığı için, Roma İmparatorluğu döneminden günümüze tüm üst düzey insanların ilgisini cezbetmiş. Bugün bile dünya çapında ünlü sanatçı, politikacı kim varsa, bu gölün kıyılarından villa/saray sahibi olmuş. Vaktiniz varsa, mutlaka ziyaret edin. Bu söylem bizde de Laga di Salda olarak, Salda gölünü tanıtmakta kullanıldı.

Laga di Como yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Quadrilatero d Oro…Burası için ne yazabiliriz. Paranız bolsa ve gösterişi seviyorsanız, alışveriş yapacağınız yer burası, bu bölge. Milan‘ın ve hatta dünyanın en pahalı sokaklarından ve caddelerinden biri  olduğu söylenen bu bölgede her bir dükkan ayrı bir moda devine ait. Alışveriş yapmadan da, vitrinlere ve insanlara bakarak gezmek için ideal bir yer. Biz şahsen öyle yaptık.

Quadrilatero d Oro yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Sant Ambrogio ismin kısa hali. İtalyanca’daki uzun isimlere bayılıyorum. Burası aslında Basilica romana minore collegiata abbaziale prepositurale di Sant’Ambrogio. Ama biz kısaca Sant’Ambrogio diyeceğiz. Milan‘ın en eski kiliselerinden olan Sant’Ambrogio aslında Milan’ın Valisi ve sonradan Milan Piskopos’u da olan Aurelius Ambrosius adını takip eden bir kilise. Aslında 379 yılında ilk yapıldığında, Romalıların, Roma inançlarına geri dönmeyen Hristiyanları idam ettikleri yerde Şehitler Bazilikası olarak yapılmış. O zamanlar Bazilika Martyrum denmiş. Şu anki görünümünü ise 1099 yılında kazanmış.

Sant’Ambrogio yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Porta İtalyanca’da Kapı anlamına geliyor. Ticinese ise yakında bulunan ve Po Ovasını geçen Ticino nehrinden gelen bir isim. Yani kısaca Ticino kapısı diyebiliriz. Orta Çağ Milan döneminde, Milan şehir surları şehrin çok küçük bir kısmını savunacak şekilde kalınca, Milan’ı o dönem yöneten İspanyollar, daha geniş bir sur yapmak istemiş. Orta çağ duvarından olan Porta Ticinese’yi de taşıyarak buraya getirmişler. İspanyol Duvarları olarak anılan o duvarlardan geriye ise Porta Ticinese kalmış. İspanyollar o dönem bu kapıya Porta Cicca yani “Küçük Kapı” demişler.  Daha sonra 1802 – 1814 yılları arasında kapı tekrar taşınmış. Ion sütunlar üzerine yeniden yapılan kapı, bugün gördüğünüz kapı. Milan’ın tursitik noktalarından olan kapı aynı zamanda Milan’ın neoklasik mimarisinin güzel bir örneği olarak çok ilgi görüyor.

Porta Ticinese yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

San Lorenzo Maggiore bazilikası, Roma dönemi bazilikalarından birisi olarak, Katolik Hristiyanlar için önemli olan noktalardan birisi konumunda. İlk kurulduğundan günümüze bir kaç defa inşa edilmiş diyebiliriz. Eldeki kaynaklar farklı tarihler verse de, bazilikanın ilk olarak M.S 362 yılında başlanıp (390 da diyen var) M.S 402 yılında tamamlandığı biliniyor. Ortaçağda önemini koruyan bazilika, defalarca restore edilmiş. Bu arada çıkan yangınlar ve doğal afetler, bazilikanın bir çok onarıma girmesine sebep olmuş. En son Avusturya hükmü altında iken yapılan yenilemeler 1802 yılında son bulmuş. Bugünkü hali o zamandan kalma. Milan gezinizde, görülecekler listesi içerisinde ön sıralarda olmayı hak eden bir yer.

San Lorenzo Maggiore yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

San Siro bölgesinde bulunduğu için, San Siro Stadı olarak adlandırılan stadın diğer ismi ise Giuseppe Meazza Stadı. 1980 yılında stada, 2 kere Dünya Kupası kaldırmış Giuseppe Meazza’nın adı verilmiş. Bu futbolcu aynı zamanda 1920-1940 yılları arasında hem İnter hem de Milan’da oynamış ve tüm zamanların en iyileri arasına girmiş bir oyuncu. İtalya‘nın en büyük takımlarından İnter Milan ve Milan’ın ev sahası olduğu için meşhur olmuş stadyum aynı zamanda Dünyanın en büyük stadyumlarından. Avrupa’nın da en büyüklerinden. UEFA için ise en üst kategori (en iyi) olan 4. Kategori olan stadyumlardan. 1925 yılında temeli atılan stadyum, 9 ayda bitirilerek Eylül 1926’da açılmış. O günden sonra 1935, 1955, 1990 ve son olarak 2015-16 yıllarında restore edilip yenilen stadın bugünkü kapasitesi ise 80,018

San Siro Stadı yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Via della Spiga için diyebilecek şeylerin neredeyse tamamı moda üzerine. Milan günümüzde Moda dünyasındaki ünü ile ön planda. Uzunca bir süredir, dünyanın moda devlerinin bir nevi merkezi konumunda. Öyle ki, Moda sektöründe bulunan bir firma olarak Milan da yoksanız, yoksunuz demek. İşte Milan’da, moda dörtlüsü olarak bilinen moda caddelerinden birisi de burası. En lüks dükkanlardan seçmece bir listeyi görebileceğiniz bu sokak, sadece yayalara özgü bir sokak. Sağlı sollu tarihi binaların arasında, en lüks moda devlerinin ürünlerine bakmak isterseniz, orası burası. Moda sevenlerin kaçırmaması gereken yerler arasında olduğunu buraya not düşelim. Tabii fiyat konusunda tahmin edildiği gibi biraz el yakabiliyor.

Via della Spiga yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Piazza Mercanti Orta Çağ döneminde Milan’ın merkezi olan Tüccarlar Meydanı. Şimdikinden çok daha büyük iken 6 ayrı giriş noktası bulunan meydanın bu giriş noktaları, kılıç tüccarları, şapka tüccarları gibi, tüccarların ticari metaları üzerinden adlandırılırmış. İstanbul’da Kapalı Çarşı’da ki sokak isimlerinin verilmesi ile aynı mantık. Günümüzde Piazza del Duomo ile Piazza Cordusio arasında sıkışıp kalmış olan bu meydan, Milan’ın geleneksel fuarı olan “Oh Bej! Oh Bej” isimli Christmas fuarına uzun süreler ev sahipliği yapmış. Şehrin yönetim binası olarak kullanılmış olan 1233 yılında yapılan Palazzo della Ragione, 15. yy. yapımı Palazzo dei Notai yani Noterler Sarayı, 17. yy. da yapılmış olan Palazzo delle Scuole Palatine ile 1316 yılında şehrin yöneticisi için yapılan  Loggia degli Osii de burada yer alan eski ev sahiplerinden

Piazza Mercanti yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Özellikle de İtalyanca versiyonu olan ismi “Museo Nazionale della Scienza e della Tecnologia Leonardo da Vinci” Yani Türkçe olarak, “Leonardo da Vinci, Milli Bilim ve Teknoloji Müzesi” hayatınızda duyabileceğiniz en uzun müze ismi olabilir.. Sadece isminin uzunluğu değil, aynı zamanda İtalya‘nın en büyük Bilim ve Teknoloji Müzesi olmakla da ünlü. Eski bir manastır binasına 1957 yılında kurulan müzede:-

• Materyaller
• Ulaşım
• Enerji
• İletişim
• Leonardo da Vinci, Bilim ve Sanat
• Yeni Ufuklar
• Gençler için bilim

bölümleri bulunuyor. Gerçek gemi ve denizaltılardan, Leonardo da Vinci’nin çizimlerinden yapılan makinelere kadar pek çok ilgi çeken sergi bulunmakta.

Museo Nazionale della Scienza e della Tecnologia yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.

Brera Sarayı’nda bulunan Sanat Müzesi olan Pinacoteca di Brera, Milan‘ın tablolar için belirlediği ana sanat müzesi. Saray ismini bir anlamda bulunduğu çayırlık alandan almış. Bölge ilk olarak Cizvit tarikatına verilmiş. (Oldukça aktif bir Hristiyan misyoner tarikatı) O zamanlar astronomik araştırma ve kütüphane olarak kullanılmış. 1773 yılında, Vatikan Cizvit Tarikatını fesih edene kadar onlarda kalmış. Sonra bu bina astronomi ve botanik araştırma merkezi olmuş. 1776 yılında ise Akademi halini almış. Şu anki yapının kuruluşu bu tarihe bağlanıyor. 15-17. yy. arası ünlü İtalyan ressamlarının eserleri burada sergilenmekte. Sanata ilgisi olan herkesin görmesi gereken bir yer. Vaktiniz müsaitse mutlaka görmenizi tavsiye ederiz.

Pinacoteca di Brera yazısı ilk önce Turrehberin.com üzerinde ortaya çıktı.