GezerkenIstanbul

Galata : Ticaret Kolonisi Bir Semt

Galata : Ticaret Kolonisi Bir Semt

İstanbul’un en kıymetli, gezmesi en keyifli, en farklı, en çekici fakat yazması en zor bölgesinde, Galata ’dayız..Yazması neden mi zor? Çünkü her köşesi ayrı bir tarih gizliyor. Bu güzel semti bir yazıyla bitirmek elbette mümkün değil. Biz ilk yazımızla bir giriş yapalım, keşiflerimiz sürdükçe detayları yazmaya devam ederiz.

Semti keşif için kuledibinde buluşuyoruz. Galata Kulesi semtin olduğu kadar koca bir şehrin de simgesi. Haşmetine hayran olmamak elde değil. 528 yılında inşa edilen Kule, dünyanın en eski kulelerinden biri olma özelliğini taşıyor. İlk yapıldığında deniz feneri olarak kullanılan yapı Bizans İmparatoru Anastasius’un eseri.

Yapı, 1445-1446 yıllarında yeni bir inşaatla şimdiki uzun formuna kavuşmuş. Haçlı seferleriyle büyük oranda tahrip olan yapı, 14. yüzyılda Bizans’ın zayıflamasıyla birlikte Cenevizlilerin ilgisini çekmiş. Cenevizliler önce bu çevrede bağlar kurmuşlar.Daha sonar bu bağları kurmak için çevresini surlarla çevirmişler. Yıllar içinde bu kuleleri surlarla birleştirerek Galata’nın sınırını genişletmişler. Bu kulelerden birinin iyice yükseltilmesiyle de bugünkü kule ortaya çıkmış.

 

Çok amaçlı bir kule

Bir dönem, Kasımpaşa tersanelerinde görev yapan Hristiyan esirlerin evi olarak da kullanılan kule, 1717 yılından sonra yangın gözlem kulesi olarak faaliyet göstermeye başlamış. Yangın çıktığında kuleden davul çalınarak halk uyarılırmış. III. Murat döneminde gözlem evi olmuş. IV. Murat döneminde yaşayan Hezarfen Ahmet Çelebi’nin kuleden Üsküdar’a gerçekleştirdiği uçuş ile adını tarihe yazdırmış. Yıllar içinde sayısız değişime uğrayan yapı en son halini 1965’deki tadilatıyla kazanmış. Yapılan onarımda kulenin boyu 2 kat daha uzatılmış, 40 basamak daha eklenmiş. 1967’den itibaren turistik amaçlı kullanıma devam ediliyor.

Şehrin neredeyse her yerinden göreceğiniz bu güzellik, tarihi anlamı kadar görsel yapısıyla da yerli-yabancı nice turistin uğrak noktası durumunda. Kuleye çıkan yollarda yürümek, kuleye bakan kahvelerde bir şeyler içip kuleyi seyretmek gibisi var mı?

Sahile İnen Yol

Semtin isminin buraya yerleşmiş olan Galatlar kavminden geldiği söylenir. Bir diğer rivayet de ismin İtalyanlardan geldiği yönünde. Bu ihtimal kuvvetli zira Galata kelimesi İtalyanca ‘denize inen yol’ anlamına geliyor. Yerden çatının bitimine kadar uzunluğunun 70 metre olduğu söylenen kulenin yaklaşık ağırlığının ise 10 bin ton olduğu söyleniyor. Bölgede yerleşim o kadar eski ki, ilk yerleşimin hangi tarihlerde başladığı net olarak bilinmiyor. Kesin olarak bilinen şey, ilk yerleşimin Romalılardan eskiye dayandığı yönünde.

Kule ve Çevresi

Kule ve çevresi o kadar güzel ki hangi yönden gelseniz manzaraya doyum olmuyor. Karaköy civarından gelenler için Kamondo merdivenlerinden tırmanarak ağır ağır çıkmak mümkün. Yokuş çıkmayı gözünüz kesmediyse dünyanın en eski ikinci metrosu olan Tünel sizleri bekliyor. Kısacık seyahatte tarihle iç içe dakikalar geçirmeniz mümkün.

Kuledibine vardığınızda yönünüzü Serdar-I Ekrem sokağa çevirmenizi tavsiye edeceğiz. Fotoğraf meraklılarının son gözdesi olan Serdar-ı Ekrem Sokak, Galata’da tarihi dokusu, Arnavut kaldırımları ve tarihi evleri ile sizleri bekliyor. Burası başlı başına bir semt desek yanlış olmaz. Kırım Kilisesi, Doğan Apartmanı, şık apartmanları, modaevleri, kahve dükkanları ve daha fazlası. Bu küçük bölge kendi içinde bir cennet gibi.

Bu sokağın en ilgi çeken binası da hiç şüphesiz meşhur Doğan Apartmanı. Tarihi çok eskilere dayanan bina, U biçiminde ve ortada bir avluya sahip. Karaköy-Kadıköy vapurundan bile görebileceğiniz gösterişli bir yapı. Yıllar içinde değişime uğramış.

Doğan Apartmanı Hikayesi

Binanın hikayesi kısaca şöyle: Prusyalı ünlü devlet adamı Bismarck, 1860’larda İstanbul’da bulunan temsilcisine, burada bir elçilik binası inşa ettirmek üzere arsa satın aldırtmış. Bu arsa bugün, üzerinde Doğan Apartmanı’nın bulunduğu yaklaşık 1700 metrekarelik arazi. 1868’de arsadaki iki katlı ve bahçeli Türk konağı resmen Prusya Elçiliği olmuş. Ancak elçilik daha sonra buradan taşınmış.

Bugün Doğan Apartmanı ismin taşıyan binayı ise 1890’larda Belçikalı Helbig ailesi inşa ettirmiş. 1919’a kadar bu aileye ait olması nedeniyle bina o yıllarda Helbig Apartmanı olarak anılırmış. Nihayetinde 1942 senesinde Yapı Kredi Bankası’nın kurucusu Kazım Taşkent’in sahibi olduğu Doğan Sigorta’ya satılan bina, o tarihten sonra “Doğan Apartmanı” adıyla anılmaya başlanmış.

Galata Mevlevihanesi

Galata tarih boyunca çok kültürlü yapısıyla dikkat çekmiş. Her inanıştan, her düşünceden insanın hoşgörü içinde birlikte yaşadığı bu nadide bölge o günlerin izlerini taşıyan inanç merkezleriyle dikkat çekiyor. Bunlardan en önemlisi Galip Dede Sokağı’nın başında yer alan Galata Mevlevihanesi. Bir yazı ile detaylı anlattığımız bu merkez, bugün her inanıştan insanın ziyaretiyle dolup taşıyor. 1491’de İskender Paşa tarafından yaptırılan mevlevihane, 1975 senesinde Divan Edebiyatı Müzesi olarak kullanılmaya başlanmış. Günümüzde müze olarak gezilebilen binayı görmenizi tavsiye ederiz.

Dinlerin buluşma noktası

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Serdar-ıEkrem sokağın pek de bilinmeyen önemli eserlerinden biri de Uzun yıllardır online hizmet veren şişli rus escort web sayfamıza bekliyoruz sizleri.
Kırım Savaşı anısına yapılan Kırım Anglikan Kilisesi’dir. Neogotik mimariye sahip yüksek tavanlı ve vitrap pencereli yapıtaştan yüksek duvarlarla çevrili bir avlu içinde bulunuyor.

Bölgedeki bir önemli ibadet merkezi de, Anadolu’dan göç eden Musevi cemaatinin bölgeye yerleştirilmesi sonucu açılan Neve Şalom Sinagogu. Neve Şalom’un kelime anlamı Barış Vahası imiş. 1951 tarihinde açılan sinagog, ülkemizdeki en büyük sinagoglardan biri.

Sakızcılar Sokağı’ndaki İstanbul’un en eski Ermeni kiliselerinden biri olan yapı ise Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Ortodoks Kilisesi. Klasik Ermeni mimarisiyle inşa edilmiş olan yapının külah biçimindeki kubbesi dikkat çekiyor.
Galata bölgesi son yıllarda açılan mağazaları ve özel mekanlarıyla entelektüel çevrenin ve sanatçıların ilgi odağı olmuş durumda. Günün her saati cıvıl cıvıl olan bölge, gece kulenin ışıklandırılmasıyla bambaşka bir renge bürünüyor.

Galata Kulesinin 12.yy.’dan kalma çanı, İstanbul Arkeoloji Müzesi‘nde sergileniyor.

Kuleden aşağı inişte her sokakta turistik dükkanlara, pastahane ve fırınlara rastlamak mümkün Avusturya Lisesi’nin önündeki sokaktan aşağı yürüdüğünüzde karşınıza meşhur Bankalar Caddesi çıkacak. Eşsiz güzellikteki zamanın finans merkezi binalar ayrı bir yazı olacak kadar kıymetli.

Galata Kulesi’ne çıkmak istiyorsanız size tavsiyemiz, sabah erken saatte gitmeniz olacak. Çünkü saatler ilerledikçe kuleye çıkmak için bekleyenlerin oluşturduğu sıra bir hayli uzun oluyor. Tırmanış için 2 ayrı asansör mevcut. Biri çıkarken diğeri iniyor.Kuleye giriş ücreti yerli ve yabancı ziyaretçiler için farklı uygulanıyor. Burada müzekart geçmiyor. Kuleye tırmandığınızda 2 kat da dönen dar merdiven çıkmanız gerekiyor. Ve kuledesiniz. 360 derece İstanbul manzarası karşınızda. Doyasıya tadını çıkarın. Yazının başında da belirttiğimiz gibi, Galata bölgesinin tarihi de güzellikleri ve eşsiz güzellikteki eserleri de yazmakla bitmez. Gezmekle bitmeyeceği gibi.

Yazı ve Fotoğraflar : Gonca Sağlık

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu